Yaşatmak için barışa ses ver!

Ortadoğu’da on yılı aşkın süredir halklar için tam bir yıkıma dönüşen emperyalist savaş yaşanmakta; AKP/Saray iktidarı, bu savaşta işlenen suçlara gönüllü olarak ortaklık yapmaktadır.

Sürdürülen mezhepçi politikalarla, Ortadoğu’da halklar arasında düşmanlık körüklenmektedir. AKP’nin de desteklediği cihatçı çeteler eliyle yüzbinlerce insan öldürülmüş; milyonlarca insan yerinden yurdundan edilmiş; kadınlar köle pazarlarında satılır; çocukların cansız bedenleri kıyılara vurur hale gelmiştir.

Dışarıda boğazına kadar kirli savaş batağına saplanmış olan Saray ve AKP Hükümeti içerde saldırılara, yasaklara karşı mücadele eden güçlere savaş açmıştır.

Özellikle 7 Haziran seçimleri öncesi başlayan saldırılar, Suruç katliamı ile bir topyekûn savaşa dönüşmüştür. Anayasa rafa kalkmış, yasaların yerini savaş uçağı, tank, top ve silahlar almıştır. Temmuz ayından bu yana, Silvan’dan Nusaybin’e, Cizre, Silopi, Yüksekova, Derik, Sur’dan Kerboran’a sokağa çıkma yasakları ile beraber Kürt halkına karşı planlı katliamlar gerçekleştirilmektedir.

Kürt halkının demokratik bir Türkiye’de bütün halklarla eşit ve özgür koşullarda yaşama talebi, bu yönde elde ettiği kazanımlar sokak sokak, ev ev ezilmeye çalışılıyor. Kendi kendini yönetme hakkının bir ifadesi olan özyönetim direnişi kırılmaya çalışılıyor. Sokak aralarında tanklar geziyor, evleri, camileri, kiliseleri, okulları, mezarlıkları yıkıyor, yakıyorlar. Sokağa çıkmak zorunda kalan insanlar keskin nişancılar tarafından vuruluyor. Cenazeler polis araçlarının arkasında sürükleniyor; cansız bedenler günlerce yol ortasında kalıyor; anne-babalar çocuklarının gözü önünde ölüyor; annelerin kucaklarına düşen çocuklarının cansız bedenleri buzdolaplarında saklanıyor.

Batıda, bu savaşa dur demek, insanca, barış içinde yaşama isteğini haykırmak için sokağa çıkan insanlar, 10 Ekim’de Ankara’da devletin patlattığı bombalarla katlediliyor. En ufak bir eyleme dahi izin vermeyen devlet insanları evlerinde infaz ediyor. Bütün dünyanın bildiği savaş suçlarını ifşa eden, yaşanan gerçekleri yazan gazeteciler tutuklanıyor, kaçırılıp tehdit ediliyor. Kitaplar toplatılıyor, insanlar sosyal medya paylaşımları nedeniyle cezaevine atılıyor.

Ne var ki, tüm bu vahşet, Kürt halkının direnişini daha kararlı hale getirmek dışında, direnişin yayılması dışında bir sonuç vermiyor, vermeyecek.Türkiye’nin işçileri, emekçileri, demokrasi güçleri Kürt halkının bu direnişi yanında saf tutacak, Saray ve Hükümeti’nin faşist saldırılarına karşı birlikte göğüs gerecektir.

Emek örgütleri DİSK, KESK ve TMMOB, Savaşa Karşı Barış için 29 Aralık 2015 salı günü hizmet üretmeyi bırakacağını ilan etmiş bulunuyor. İstanbul Emek ve Demokrasi Koordinasyonu olarak “Barışın Tarafındayız” diyerek bileşenlerimiz DİSK, KESK ve TMMOB’un iş bırakma eylemini destekliyoruz. İstanbul halkını da savaşa, baskıya ve yasaklara karşı omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz.

İSTANBUL EMEK VE DEMOKRASİ KOORDİNASYONU