Madımak’ı unutma

23 yıldır bir ateş yanıyor, Kızılırmak boylarında bir şehirde. Sivas’ta, Alevi halkının yüreğinde…

2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde askeri, polisi, belediye başkanı, valisi, başbakanı ve cumhurbaşkanının da içinde olduğu bir devlet organizasyonu ile diri diri yaktılar, katlettiler 35 canımızı.

Bu devletin tarihidir, katletmek, inkar etmek ve katilleri korumak. Mesela Hrant Dink, mesela Dersim’de, Çorum’da, Maraş’ta katledilen Aleviler, mesela Roboski’de katledilen Kürt Halkı, mesela Suruç’ta, 10 Ekim Ankara Garında katledilenler.

Cihatçı çete kampları yeni katliam planlarıdır

Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Türkiye de içinde olmak üzere bölgemiz emperyalist güçler tarafından tetikçi devletler – çeteler eliyle yağma savaşının yürütüldüğü odak noktası olmuştur. Suriye’de 5 yıldır süren savaşta emperyalistler ve tetikçileri, onların yarattıkları cihatçı çeteler, Suriye ve bölge halklarının yaşamını cehenneme çevirmiştir. El Zara’da, Humus’ta, Lazkiye Tartus’ta, Şengal’de halklar katledilmiştir.

Emperyalistlerin tetikçisi TC Devleti şimdi de başta Maraş, Sivas, Çorum, Malatya olmak üzere Alevi Halkının yaşadığı bölgelere konteyner kentler kurarak “sığınmacılar” maskesi altında, cihatçı çeteleri yerleştirerek hepimize karşı kullanabilecekleri, içeriden yönetebilecekleri yeni bir kontr-gerilla örgütlenmesi yaratmayı planlıyor.

Katliam planlarına asimilasyon politikaları eşlik ediyor. Zorunlu din dersi, inkarcı eğitim müfredatı, dünya gericiliğine ait uygulamalar devreye sokuluyor. Halkların kültürüne, değerlerine saldırılıyor.

Devletin bu saldırıları Aleviler ve Kürtler başta olmak üzere tüm halklara, işçi ve emekçileredir. 7 Haziran’dan bu yana Sur’da, Cizre’de, Nusaybin’de, Silvan’da ilan ettikleri sokağa çıkma yasakları sırasında 2 aylık bebekten 70 yaşındaki dedeye kadar katletmişler, evleri yıkıp yakmışlardır. Bu saldırılar Artvin’de Cerattepe’de doğasına sahip çıkanlara, barış isteyen halklara, devrimcilere, akademisyenlere, karanlığa sırtını dönen liselilere, Ensar Vakfında 45 çocuğa tecavüz edenleri üniversitelere sokmayan öğrencilere, tacize, tecavüze, şiddete karşı çıkan kadınlara, avukatlara, HDP’li milletvekillerine, gazetecilere, Kilis’te roketlerin düşmesine sessiz kalmayanlara, itiraz eden, başkaldıran herkese, hepimizedir.

Saldırılardan kurtulmanın yolu direnmektir

“Bizim tarihimizde katliamlar yoktur” diyenlere, başta IŞİD olmak üzere cihatçı çeteleri köylerimize yerleştirmek, yeni katliamlar yapmak isteyenlere, toplumu nefessiz bırakanlara karşı direnmekten başka yol yoktur.

Maraş’ta konteyner kente karşı direnen Aleviler gibi, yeşil yola karşı direnen ve “devlet kimdir” diyen Havva Ana gibi, aylardır direnen Kürt Halkı gibi, ücretleri için madenlerde açlık grevine yatan işçiler gibi, Şeyh Bedrettin, Pir Sultan Abdal, Seyit Rıza gibi direnmekten başka yol yoktur.

Direnmek yaşamaktır. Direnmeden, örgütlenmeden yeni katliamlardan kurtulmak mümkün değildir. Derneklerimizde, kurumlarımızda, örgütlerimizde yan yana durmak, direnişi örmek ve örgütlemek, sokakta olmak, eylemek gereklidir. Mahallelerimizde, işyerlerimizde bir olmak, iri olmak, diri olmak gereklidir. Adalet ve özgürlük halkların ortak örgütlü mücadelesiyle gelecektir.

Dersim’in, Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın, Roboski’nin, Reyhanlı’nın, Soma’nın, Ermenek’in, Suruç’un, 10 Ekim’in hesabını sormak için 2 Temmuz anmalarında sokağa, eyleme…

Taleplerimiz

-Diyanet İşleri Başkanlığı lağvedilsin.

-Zorunlu din dersine, inkarcı eğitim müfredatına ve politikalarına son verilsin

-Cihatçı çete kamplarının yapımları durdurulsun.

-Nüfus cüzdanlarından din hanesi çıkartılsın.

-Madımak Oteli utanç müzesi olsun.

-Ensar Vakfı gibi devlet eliyle büyütülen istismar kurumları kapatılsın.

-Halkların doğasına, kültürüne yapılan saldırılar son bulsun.

-Kürt illerindeki katliamlar durdurulsun.

AKA-DER

Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği