KHK’lar direnişle karşılandı

“Vurduk kilidi gitti” ise “Kırdık mühürü gitti”

KHK’lar birbiri ardına çıkarken, kapatılan dernek ve meslekten ihraç edilenlerin sayısı da hızla artıyor. 667 ve 668 nolu KHK’larla İçişleri Bakanlığı’nın faaliyetlerini durdurduğu, ÇHD, ÖHD gibi avukat örgütlerinin de yer aldığı, 375 dernek tamamen kapatıldı, kapatılan derneklere 175 dernek ve 18 vakıf ise sonradan eklendi. Emniyet’ten 7 bin 586, TSK’dan bin 988 kişi ihraç edilirken, 5 bin 434 kamu emekçisi görevinden uzaklaştırıldı.

ÇHD’ye ve ÖHD’ye mühür, Halkın Hukuk Bürosu’na  baskın

İçişleri Bakanlığı tarafından kapatılan ÇHD Genel Merkez’i, 12 Kasım’da mühürlendi. Yüzlerce insan ÇHD’ye destek olmak için dernek binası önüne geldi. Öte yandan polis faal olmayan bir derneğin adresi görünüyor diyerek Halkın Hukuk Bürosu’nu bastı. Avukatlar direnişe geçince, polis içeri giremedi. Avukatların bekleyişi sürerken, polisin ikinci kez baskın yaptığı ve 6 avukatı gözaltına aldığı belirtildi. Polis, büro ile aynı dairenin bir bölümünde olan Adalet Okulu Derneği hakkındaki kapatma kararını gerekçe göstererek daireyi mühürlemek isterken; Halkın Hukuk Bürosu avukatları büronun tamamen mühürlenmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Avukatlar savcıyla görüştü. Savcının yapılan işlemin hukuksuz olduğunu söylemesine rağmen polisler “Biz emri valilikten alırız” yanıtı verdi.

Aynı gün ÇHD, mührü sökerek “O mühürlerin birer hırdavattan ibaret olduğunu egemenlere pratikte hatırlatmayı da bir borç biliriz. An itibariyle ÇHD Genel Merkez binası, kapısında mühür olmaksızın, fiziken de açıktır. Ülke genelinde bütün mühürlerin başına gelecek olan da budur.” Açıklaması yaptı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 14 Kasım’da katıldığı bir açılıştı “370 dernek kapattık… Vurduk kilidi, gitti. Hadi bakalım açın da görelim” dedi. Fakat egemenlerin tehditleri sökmedi ve pek çok yerde mühürler kırılarak faaliyetler devam ettirildi.

Kapılarına mühür vurulmasının ardından, ÖHD üyesi Av. Levent Pişkin’in de evine baskın yapılarak, Pişkin gözaltına alındı. Konuya ilişkin dernekte bir basın açıklaması yapıldı. Açıklamada Dün derneğimizin kapısına mühür vurarak faaliyetlerimizi durdurduklarını zannedenler bugün üyelerimizi gözaltına almaya başladı. Av. Levent Pişkin Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin aktif bir çalışanı, LGBTİ aktivisti ve insan hakları savunucusudur. Arkadaşımızı şafak baskını ile gözaltına alanlara sesleniyoruz. Biz şafak baskınlarına, gözaltılara ve tutuklamalara boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz.” dendi.

Çocuk düşmanı devlet

KHK’larca kapatılan bir dernek de Gündem Çocuk Derneği’ydi. Çocukların davalarına bakan ve özellikle 18 yaş altı çocukların zorla evlendirilmesi gibi konuları da gündemine taşıyan GÇD’nin kapatılmasıyla, derneğin takip ettiği davalar da düşme tehlikeyisle karşı karşıya kaldı. 11 yıldır çocuk haklarıyla ilgili çalışmalar yapan Gündem Çocuk Derneği, çocuk haklarını ve hak ihlâllerini görünür kılmak için yıllardır çeşitli projeler yürütüyor. Dernek, devlet şiddeti sonucu katledilen çocukların, okullardaki ihmâller nedeniyle kazalarda hayatını kaybeden çocukların, cinsel istismara mâruz kalan çocukların davalarını da takip ediyor. Bu bağlamda, meclisten tecavüz yasası geçirmek isteyen bir devletin, derneği kapatma çabası da anlaşılır oluyor.

Kadın mücadelesi mühürlenemez!

Kadın örgütleri, 16 Kasım günü kadın derneklerinin kapatılmasını Kadıköy Khalkedon Meydanı’na yaptıkları eylemle protesto ettiler. Eylemde, “ Kadın mücadelesi mühürlenemez, kadın kurumlarına sahip çıkıyoruz” yazılı pankart ile “ Kadınlar her halde direnişte”, “Jin, jiyan, azadî”, “OHAL sizin eril hallerinizdir” dövizlerini taşıyan kadınlar, vurulan mühürlere karşı “ Direne direne kazanacağız”, “ Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınların mücadelesi mühürlenemez”, “ Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarını attı. “Mücadelemizden vazgeçmeye niyetimiz yok” diyen kadınlar, KHK’lar iptal edilene kadar sokakta olacaklarının altını çizdi.

BES’te KHK kıyımı

Son çıkan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile on binden fazla kamu emekçisi kamudan ihraç edildi. KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası’nın genel başkanı ve sekiz şube yöneticisi dahil olmak üzere 100 üyesi ihraç edildi. 25 Kasım günü KHK ile işten çıkarılmaları protesto eden BES üyeleri, Maliye Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polisin gaz sıkarak saldırdığı eylemde üç BES yöneticisi gözaltına alındı. BES Genel Başkanı Fikret Aslan eylemlere devam edeceklerini, diz çökmeyeceklerini belirtti.

Diyarbakır’da mühürlenen 47 dernekten ortak açıklama: Diz çökmeyeceğiz!

Diyarbakır’da faaliyet gösteren ve İçişleri Bakanlığı kararı ile terörle ilişkili oldukları iddiasıyla faaliyetleri durdurulan dernekler 17 Kasım’da DBP Diyarbakır İl Başkanlığı’nda ortak basın toplantısı düzenledi. Kapatılmaların meşru olmadığı belirtilen açıklamada, “Bu kurumları kapatarak halkın zulme ve baskılara boyun eğmesini amaçlıyorsunuz. En nihayetinde siyaseten ve meşru yollardan teslim alamadığınız bu halkı teslim almak, diz çöktürmek istiyorsunuz. Her şeye yeniden başlar gibi, bu kurumlarımızın çalışma alanlarına dair yeni örgütlü kurumları halkımızla birlikte gerekirse yeniden oluşturacağız.” denildi.

Rektörlük seçimleri kaldırıldı

Zaten göstermelik işleyen rektörlük seçimleri 29 Ekim’de 676 sayılı KHK’yla tamemen kaldırıldı. Yürürlükte olan yasanın 13. maddesinde yer alan “Devlet üniversitelerinde rektör, profesör akademik unvanına sahip kişiler arasından görevdeki rektörün çağrısı ile toplanacak üniversite öğretim üyeleri tarafından seçilecek adaylar arasından cumhurbaşkanınca atanır” ifadesi, “Devlet üniversitelerinde rektör, Yükseköğretim Kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından cumhurbaşkanınca atanır” şeklinde değiştirildi.

Seçimleri yapılmamış üniversitelerde ne olacağı sorusu gündemdeyken, Erdoğan Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atadı.

Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP milletvekilinin kardeşi rektör olarak atandı

Boğaziçi Üniversitesi’nde 12 Temmuz’da yapılan rektörlük seçimlerinde Prof. Gülay Barbarosoğlu 403 katılımcıdan 348’inin, toplam oyun %86’sını alarak ikinci kez en çok oyu almıştı. Büyük oy farkına rağmen, diğer adayların demokratik tavrı koruyarak seçimden çekilmesine dair okulun köklü geleneğine uyulmamış, ikinci olan aday çekilmemişti. Ülke çapında diğer üniversitelere nazaran çok büyük bir oy farkı söz konusu olmasına karşın, eğitim dönemi başladığında dahi üniversitenin rektörü atanmamıştı.

Boğaziçi Üniversitesi’nin akademik kadrosu bir basın açıklaması gerçekleştirerek KHK’nin derhal iptalini istemiş, öğrenciler de seçilmiş rektöre vurgu yaparak olası bir atamanın kayyum olacağını ve bunu kabul etmeyeceklerini belirtmişlerdi.

Erdoğan, 12 Kasım’da Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak Prof. Dr. Mehmed Özkan’ı atadı. Özkan rektörlüğe aday bile olmamıştı. Mehmed Özkan’ın atandığının açıklanmasının ardından, binlerce insan Twitterdan Özkan’a “görevi kabul etme” çağrısında bulundu. 12 Kasım gecesi rektörlük önünde oturma eylemi yapan öğrenciler, 14 Kasım’da yapacakları yürüyüşe çağrı yaptılar.

Boğaziçi Üniversitesi kayyum rektöre direniyor

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri 14 Kasım’da, Güney Kampüs meydanından Güney Kapı’ya “Akademi biat etmez”, “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganlarıyla kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi. Çıkışta kuzey kampüse geçmek üzere dağılan öğrenciler polis tarafından darp edildi, iki öğrenci gözaltına alındı, öğrenciler aynı gün içinde serbest bırakıldı.

Atamadan önceki süreçte başlayan “Üniversiteyi Savunuyoruz” kampanyası dahilinde oluşturdukları nöbet alanını da boş bırakmayan öğrenciler davanın takipçisi olacaklarını tekrar tekrar beyan ettiler. Üniversite bileşenlerinin katılımıyla düzenlenen forumlar, açık dersler, konserler düzenlenen alan hala bir direniş mekanı niteliğinde. Okulda kayyumvari atamaya karşı ses çıkarma eylemleri yapıldı, bu eylemler birçok farklı üniversitede de eşzamanlı olarak gerçekleştirildi. Öğretim üyeleri tekrar bir basın açıklaması ile KHK’nin geri çekilmesine dair taleplerini yinelediler. Kulüpler ise 25 Kasım gününe çağrı yaptı: Üniversite bileşenleri ‘1. Geleneksel Kayyum Rektör Şenliği’nde buluşacak.

Rektör olmak isteyenlere müjde! YÖK ilan ile rektör arıyor

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) rektörlük için seçimlerin kaldırılmasının ardından 21 Kasım’da ilana çıktı. 19 üniversitede rektör olmak isteyen adaylar, ‘Rektör Adayı Bilgi Formu’nu doldurarak, akademik özgeçmişleri ve yayın listesiyle YÖK’e başvuracak. Üstelik herhangi bir üniversitede görev yapmış olmaları şartı da yok!

YÖK, Ağrı İbrahim Çeçen, Ardahan, Artvin Çoruh, Bartın, Batman, Bitlis Eren, Çankırı Karatekin, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, İzmir Bakırçay, İzmir Demokrasi, Karamanoğlu Mehmetbey, Kırklareli, Kilis 7 Aralık, Nevşehir Hacı Bektaş Veli, Osmaniye Korkut Ata, Siirt ve Yalova Üniversiteleri için rektör ataması yapılacağını duyurdu.