Halep çetelerden temizlendi

Dünyanın en eski kentlerinden birisi olan Halep, savaş öncesi Suriye’nin en büyük ikinci kenti ve finans merkeziydi.

Türkiye sınırına yaklaşık 60 kilometre mesafedeki Halep, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yönelik Dera şehrinde protestoların başladığı 2011 yılında yaşanan karışıklıktan fazla etkilenmedi.

Ancak Temmuz 2012’de artık bölgede Suriye yönetimine karşı harekete geçmeye hazırlanan, başta ABD, İngiltere ve Fransa olmak üzere emperyalistlerce silahlandırılan çeteler, bu önemli kenti ele geçirmek üzere büyük bir saldırı başlattı.

  20 Temmuz 2012: Suriye Ordusu ile ÖSO çeteleri arasında Halep’in bazı mahallelerinde ilk çatışmalar yaşanmaya başladı.

  Ağustos 2012: Silahlı çetelerin taarruzu neticesinde Halep; Suriye yönetimi ve çetelerin kontrolü altındaki bölgeler olmak üzere ikiye bölündü. Yaklaşık 1,2 milyon kişi Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgede kalırken, 250 bin kişilik bir nüfus da çetelerin kontrolünde yaşamaya başladı.
Halep bu tarihten itibaren IŞİD ve eski adı El Nusra olan Fetih el Şam Cephesi gibi birçok silahlı çete ile bu çeteleri Suriye’den defetmek üzere mücadele veren Suriye Ordusu, Hizbullah ve YPG’nin çatışmalarına sahne oldu.

  15 Aralık 2013: Suriye Ordusu, Halep’in çetelerin kontrolü altındaki bölgelerinde yoğun hava operasyonlarına başladı. Bu operasyonların sonucu Suriye Ordusu, silahlı çetelere karşı ilk kazanımlarını elde etmeye başladı.

  Eylül 2015: Rusya, Esad yönetimine destek vermek adına Suriye’de hava operasyonlarına başladı.

1 Şubat 2016: Suriye Ordusu, Halep’i geri almak için Rus jetleri ve Hizbullah destekli büyük bir kara operasyonu başlattı.

   27 Şubat 2016: IŞİD ve El Nusra hariç diğer tüm grupları kapsayan bir ateşkes ilan edildi.

  11 Mart 2016: Halep’e yönelik hava operasyonları yeniden başladı.

  11 Temmuz 2016: Suriye Ordusu, çetelerin lojistik ve mühimmat desteği aldığı en önemli güzergâh olan Kastello

Yolu’nu ele geçirmeyi başararak, Doğu Halep’i tamamen kuşattı. Bu tarihten itibaren çetelerin ikmal yolları kesilmiş oldu.

 6 Ekim 2016: BM Suriye Özel Temsilcisi Stefan de Mistura, ‘Halep’in doğusunda 8 bin savaşçı olduğunu ve bunların 900 kadarının Şam’ın Fethi Cephesi saflarında savaştığını’ açıkladı.

22 Eylül 2016: Rusya ile ABD’nin girişimiyle ilan edilen bir haftalık ateşkesin sona ermesinin ardından Suriye Ordusu, çetelerin elindeki bölgelerin tamamını geri almak için yeniden büyük bir taarruza başladığını açıkladı.

  24 Ekim 2016: Rusya, üç günlük tek taraflı bir ateşkes ilan etti. Bu süre içerisinde, kuşatma altındaki bölgelerden sivillerin ayrıldığı görüldü.

  4 Kasım 2016: Rusya, öncekine benzer şekilde 10 saatlik bir ateşkes ilan etti.

15 Kasım 2016: Suriye Ordusu, yeniden taarruza başladı. Bu son taarruzun başlamasından iki hafta sonra Suriye yönetimi, Halep’in kuzeydoğusunun tamamını ele geçirmeyi ve silahlı çetelerin elindeki yerlerin üçte birini almayı başardı.

 7 Aralık 2016: Suriye Ordusu, Halep’in tarihi kent merkezinin tamamını geri aldı. Böylece hükümet, Doğu Halep’in üçte ikisinden fazlasını ele geçirmiş oldu ve kentin tamamını geri almak için ilerleyişini sürdürdü.

12 Aralık 2016: Suriye Ordusu ve hükümet yanlısı güçler ilerlemelerini sürdürerek, Rusya’nın da yoğun hava desteğiyle Şeyh Said semtini de almayı başardı. Böylece çeteler 6 kilometrekarelik dar bir alanda sıkıştırıldı.

13 Aralık 2016: Türkiye’nin arabuluculuğu altında Rusya ve muhalif gruplar arasında tahliye anlaşmasına varıldı. Muhalif gruplar, Doğu Halep’te bulundukları yerden ayrılarak, İdlib’e geçmeyi kabul etti.
Silahlı muhalif grupların çekilmesiyle hükümetin kentin tamamını alması ve Halep savaşının sona ermesi bekleniyordu.
BM, aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 83 sivilin öldürüldüğünü belirterek, hükümet yanlısı grupları “katliam yapmakla” suçladı.

14 Aralık 2016: Doğu Halep’te bulunanların tahliyesi için Suriye hükümeti tarafından otobüs gönderildi. Ancak tahliye işlemine geçilemeden çatışmalar yeniden başladı. Ateşkesin bozulmasından dolayı Türkiye Suriye Ordusunu, muhalifler İran destekli milisleri, Rusya ve Suriye ise muhalif grupları sorumlu tuttu.
Giderek hakimiyet alanı daralan çeteler bölgede yaşayan halkı canlı kalkan olarak kullanmaya başladı. Çetelerin birçoğu White Helmets (“Beyaz Baretliler” adlı sözde insani yardım yapan bir grup) adı altında kılık değiştirip yalan haberler yayınlayarak Halep’te insanların katledildiği, Suriye Ordusunun sivillere yönelik katliamlar gerçekleştirdiğini iddia etti.

El Cezire, CNN International gibi ana akım burjuva medya kanalları, The Guardian ve New York Times gibi gazeteler aracılığıyla Halep’te insanlık suçu işlendiği yönünde yayınlar yapıldı, belki de dünya tarihinin en büyük çaplı dezenformasyon kampanyası başlatıldı. Bölgeden yapılan sosyal medya yayınlarının sahteliği, katliam iddiasında olan sivil görünümlü çetelerin aslında eli kanlı çeteler oldukları, hatta savaş mağduru çocuk karakterlerinin rol aldığı video kliplerden faydalanıldığı kısa zamanda ortaya çıktı.

Ortaya çıkan yalan haber furyasının sonuçlarından biri de El Cezire’nin bölgede çalışan beş muhabirinin istifa etmesi oldu. İstifa eden muhabirlerden biri, “Gerçekleri bu kadar uzun süre gizlediğimiz için üzgünüm” açıklaması yaptı.

Emperyalist güçlerin müdahale şansları giderek azalırken Suriye ve Rusya bölgedeki sivillerin güvenliğini de gözeterek çetelerin silahsızlandırılarak İdlib’e nakledilmesine yeşil ışık yaktı. Bu kararın sebeplerinden biri de Fua ve Kefraya şehirlerinde yaşayan Şii anklavının çetelerce tamamen kuşatılmış olmasıydı. Halep’te yenilen çetelerin İdlib’teki bu sivillere yönelik giriştikleri katliam hazırlığı da Halep’te kalan çetelerin bölgeden taşınması karşılığında sona erdirildi.

Halep’in çetelerden temizlenmesi neticesinde bölgede yeni bir döneme girildiği, savaşı Suriye’nin ve Rusya’nın kazandığı, ABD ve dörtlü çetenin büyük oranda kaybettiğine yönelik analizler giderek artan bir oranda dillendirilmeye başladı.