Saray Rejimi ve 2021 bütçesi

Aralık ayı, 2021 bütçe görüşmeleri ile meclisin “şenlendiği” bir ay oldu. Aslında, bütçe görüşmeleri, meclisin gündem olmasına olanak sağladı. Mesela CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendini aşan bir tempo ile “Cumhurbaşkanı adayı olmadığımı nereden biliyorsunuz” dedi Öyle ya, eğer seçim olacaksa, Erdoğan’ın karşısına kim aday olursa kazanır. Hele seçim demokratik bir seçim olacaksa, Erdoğan’ın kazanma şansı da kalmaz. Sadece bu değildi “parlamentoyu” şenlik yerine çeviren. Bütçe için HDP’den gelen eleştiriler, Saray çevrelerini rahatsız etmiş olmalı. Soylu, böylesi rahatsızlıklar varsa, kendi yerini sağlamlaştırmak için hemen şova başlar. Öyle oldu. HDP milletvekillerine hakaretler yağdırdı. Üzeri çıplak koşan bir adamın, pantolonunda bombalar taşıdığını söyledi ve bu nedenle böylesi saldırılara devam edeceğiz dedi. Bu sözler, hem Bahçeli tarikatını, hem de Erdoğan tarikatının Saray bölümünü mutlaka keyiflendirir ve bu da Soylu’nun yerini sağlamlaştırır. İşte Soylu böyle düşünüyordur. Ama iyice bakabilse, Erdoğan’ın, Damat’ı koruyamadığını görebilecektir. Damat, Soylu ona vakti ile omuz attığı için götürülmedi. Soylu, Damat’ın gidişinden kendi yerinin sağlamlaştığını düşünüyor olabilir. Ama mümkün değildir. Damat işinde Biden’a hazırlığın büyük katkısı vardır ve Soylu’nun katkısı sıfırın bir dirhem dahi üzerinde değildir.

Soylu, HDP milletvekillerine hakaretler yağdırdı. Şimdi karşılık olarak yerini sağlamlaştırmayı bekliyor.

Ama bu arada, bütçe görüşmelerinde epeyce bilgi ortaya çıkmış durumdadır.

Belki de bu bilgiler, bize, Saray Rejimi hakkında da biraz daha fazla bilgi verecektir.

Bize göre Saray Rejimi, rant-yağma-savaş ekonomisi üzerine oturmaktadır. Bütçe 2021, bunu doğrulamaktadır.

2021 yılı için Saray Rejimi’nin öngördüğü bütçe, 1 trilyon 346 milyar TL’dir. Bu rakam, devletin öngörülen harcamalarıdır. Saray bu bütçeyi hazırlıyor. TBMM diye var olduğu sanılan parlamento, aslında bu bütçeyi onaylıyor. Onaylamaktan başka bir şey de yapamaz. Bu arada bütçe görüşmeleri için, herkese konuşma hakkı veriliyor. İşte şenlik de böyle başlıyor. Bütçe, bir anlamda yok sayılan ve işlevsiz kılınan parlamentonun, ses verebilme olanağı olmuş. Bunun ana iki nedeni ise ekonomik krizin ağırlaşması ve pandemi süreci ile birleşmesidir. Bu nedenle, mızrak artık çuvala sığmıyor ve bütçe üzerindeki görüşmeler sonucu itibarı ile önemsiz olsa da, gündem oluşturmaya yarıyor.

Bahçeli tarikatı (MHP bir parti değildir, AK Parti bir parti değildir, tarikat uygun düşmektedir), hemen bir yasa hazırlamalı, “bundan böyle bütçe görüşmeleri olmamalıdır, bu güvenlik sorunu yaratmaktadır.” Ya da yasa şöyle de olabilir, “bütçe görüşmelerinde söz alıp konuşmak yasaktır.” Bu ikincisi daha yerinde olur. Böylece, ihtiyaç duyulan “yabancı sermayeye”, “bakın parlamento çalışıyor ve 2021 yılı bütçesini de kabul etti” denilebilir. Bu durum piyasaları rahatlatır. Eminiz ki, Bahçeli tarikatı bu öneriyi getirirse, Erdoğan tarikatı bunu hemen kabul eder. Böylece gelecek sefer, parlamentoda aykırı sözler de söylenmemiş olur. Dertlerine deva olur mu bilemeyiz. Çünkü, her geçen gün sayısız kişi, Erdoğan’a hakaret etmektedir. Erdoğan, yüksek kibir ile yoğrulmuş olduğundan, her alanda rekorun kendisinde olduğunu ispat etme gayretindedir. Her gün kendine hakaret edenleri saydırmaktadır. Dünya rekoru elindedir ve bunu mahkeme kararı ile tescillemek isteğindedir. O nedenle, her gün hakaret davası açmaktadır. Bu işin sonunda hakaretler azalmıyor, ama Erdoğan’ın tazminat gelirleri artıyor. Gelecekte, parası çok olanlar, hakaret edip parasını peşin ödeyecekler gibi görünüyor. Bu durumda mecliste konuşulmasının yasaklanması da tam bir çözüm olmayabilir.

Bütçeye bakalım.

2021 bütçesi, 1 trilyon 346 milyar TL.

Bütçenin, harcanacak olan bu paranın, 179,5 milyar TL’si faiz harcamalarıdır.

Faiz dışı harcama, 1,166 trilyon TL olacak.

Bütçe harcamaları, 3 ana başlıkta sınıflandırılıyor. 1- Kamu idareleri. Bunların harcaması 1 223,5 milyar TL. 2- Özel bütçeli idareler. Bunların planlanan harcaması 119,9 milyar TL ve nihayet 3- Düzenleyici ve denetleyici kurumlar. Bunların harcaması da 2,7 milyar TL.

Böyle bakarsanız, harcamaların detaylarını görebilmeniz zor olur. Ama daha detaylı bir bakış için, bakanlıkların harcamalarına bakabilirsiniz. Hani, sık rastlarsınız, Eğitime şu kadar bütçe ayrıldı, savunma sanayiine şu kadar diye.

Mesela Hazine Bakanlığının bütçesi 570 milyar TL. Bütçenin neredeyse yarısı gibi. Bu 570 milyar TL’nin, 384 milyarı “cari transferler” başlığını taşıyor, 179,5 milyar TL’si ise faiz ödemeleridir. 9,3 milyar TL tutarında da “sermaye transferleri” var.

Cari transfer, sermaye transferi, sermaye gideri gibi kavramlar önemli. Mesela Jandarma Genel Komutanlığı bütçesinde böylesi kalemler yok. Mesela Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi 146,9 milyar ve bunun 119,6 milyar TL’si personel giderlerinden oluşuyor (bütçe rakamları sbb.gov.tr adresinde var. Burada hazırlanan bütçenin 33. sayfasında bir genel özet bulunur. Personel giderleri, personel ödemeleri ve sosyal güvenlik ödemeleri diye ayrılır. Muhtemelen kamuda çalışanların sosyal güvenlik ödemeleri, kurumlar arasında özel bir işlemle hâllediliyordur). Yani, MEB bütçesinde “sermaye transferleri”, “cari transferler” yok.

Ulaştırma Bakanlığının 49,1 milyar TL’lik bütçesinde, 19,5 milyar TL cari transferler, 15,2 milyar TL sermaye giderleri ve 14 milyar TL sermaye transferleridir. Sermaye transferleri, cari transferler vb. gerçekte, birkaç müteahhide, Saray işadamlarına aktarılan paraları göstermektedir.

Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi 22,8 milyar TL’dir ve bunun 12,2 milyar TL’si “cari transferler”den oluşmaktadır. Hangi kulüplerin ne alacağı herhâlde buradan belirlenmektedir.

Mesela Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 155 milyar TL’lik bütçesinin 147,6 milyar TL’si, “cari transferler”den oluşmaktadır. Bu rakamlar aslında büyük oranda AK Parti adına dağıtılan paraların bir bölümüdür. Asgarî ücret tespit komisyonunun baş aktörü bu bakanlıktır ve işi, “ulufe” dağıtmaktır. Bakan Hanım, utanmadan, intihar eden bir kişinin ardından “yoksulluk” diye bir şey yok demektedir.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 11,9 milyar TL bütçesi var ve bunun 6 milyar TL’si cari transferler, 4 milyar TL’si sermaye transferleridir. İşte iktidara yakın sermaye başta olmak üzere sermayenin en çok dikkat ettiği rakamlar, bu “cari transferler”, “sermaye transferleri” kalemleridir. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün bütçesi 3 milyar TL civarındadır ve bunun 1,89 milyar TL’si “cari transferler”dir.

Eğer tabloya, 2021 bütçesine, gider kalemleri açısından bakacak olursak tablo şöyledir.

  • 380,1 milyar TL personel ödemeleri (sosyal güvenlik dahil).
  • 89 milyar TL mal ve hizmet alım giderleri. Mesela lüks arabalar bunun içindedir.
  • 179,5 milyar TL faiz giderleri.
  • 605 milyar TL cari transferler.
  • 103 milyar TL sermaye giderleri (bunun 18,5 milyarı Sağlık Bakanlığı, 15,5 milyar TL’si Ulaştırma Bakanlığı, 11,3 milyar TL’si Milli Eğitim Bakanlığı eli ile).
  • 49,4 milyar TL sermaye transferleri.
  • 37,9 milyar TL borç verme.
  • 9,8 milyar TL yedek ödenek.

Demek ki, “rant-yağma-savaş ekonomisi” derken tam da gerçeği söylüyoruz.

Saray Rejimi, en kolay şekilde rüşvet yenilecek alanlarda, betona dayalı soygun modellerini devam ettirecektir. Saray Rejimi, açık olarak, devlet kaynaklarını, devlet eli ile kamu kaynaklarını sermayeye transfer etmektedir. Bu, sermayenin Saray Rejimi ile daha fazla yakınlık kurma ihtiyacının da temelidir.

Elbette bu harcamaların, bir de gelirler bölümü vardır.

Bütçe gelirlerinin toplamı, 1 trilyon 101,1 milyar TL.

Gelirler, vergi gelirlerinden oluşuyor.

Gelir vergisi: 195,3 milyar TL

Kurumlar vergisi: 105,2 milyar TL

ÖTV: 213 milyar TL

KDV: Yurt içi 70,6 milyar TL ve ithalattan alınan KDV 194,9 milyar TL, toplam 265,5 milyar TL

Motorlu taşıtlar vergisi: 18,5 milyar TL

BSMV: 28,5 milyar TL

Damga vergisi: 23,8 milyar TL

Harçlar: 34,4 milyar TL

Diğer vergiler: 37,9 milyar TL

Vergi dışı gelirler ise 178,4 milyar TL

Böylece bütçe 2021, 245 milyar TL açık vermek üzerine planlanmış. 2020 bütçesi, 139 milyar TL açık ile planlanmıştı. Eylül sonunda, yani son üç ay hariç bu rakam, açık rakamı, 140 milyar TL olarak gerçekleşti. Yani, 2021 için planlanan 245 milyar TL açık, elbette daha fazla olacak.

Demek oluyor ki, Saray Rejimi, krize rağmen, pandemiye rağmen, aslında açığı azaltmaya yönelmiyor, sermaye transferinde hız kesmeye yanaşmıyor.

Vergilerin içinde sadece işverenlerin, şirketlerin verdiği, sadece onlara ait vergi türü Kurumlar Vergisidir. Gelir vergisinin çok büyük bölümü, ücretlerden kesilmektedir. KDV, ÖTV vb. dolaylı vergilerdir ve herkesten alınır. Gelirine göre vergi vermek diye bir sistem yoktur. Dahası, birçok yol ve yöntemle kapitalistler vergilerini vermemektedir. En son çıkan vergi affı ile, 20 milyar TL’den fazla bir devlet alacağı taksitlendirilmiştir.

Asgarî ücretli bir işçinin, bir maaşlı çalışan insanın, vergisini aksatması diye bir ihtimal yoktur. Çünkü onun vergisi, devlet kendisine güvenmediği için, maaşını almadan elinden alınmaktadır.

Bütçe aşağı yukarı böyledir.

Hazine, 2021’de özel tertip iç borçlanma senedi diye adlandırılan borçlanma türüne ilişkin yetkiyi %5’e çıkarmıştır. Bu yetki daha önce, mesela 2019’da %1 idi ve 2020’de %3’e çıkarılmıştı. Bu durum, devletin kendisinin borç bulmakta zorlandığının açık kabulü demektir. 2021 yılı için 270 milyar borçlanma yetkisi Hazine’ye verilmiştir. Bu da, açığın daha fazla olacağının ön kabulüdür.

Bir de işin içinde dış borçlar var.

Kasım 2020 itibarı ile toplam dış borç 421,8 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bunun 238,8 milyar dolarlık bölümü özel sektöre aittir. Yani daha çok bankalara, büyük holdinglere. 182,9 milyar doları ise devlete aittir. Ve MB’de döviz rezervi olmadığı, hatta 55 milyar dolar para gökten düşse, MB’nin rezervlerinin sıfır düzeyine çıkacağı biliniyor.

421,8 milyar dış borç demek, tahmin edilen 2020 GSYH’sinin (tahminlere göre 650 milyar dolar olacak) %63’üdür.

Öyle ise 2021 bütçesi, daha çok vergi, daha çok zam, daha düşük ücretler demek olan bir bütçedir.

Saray Rejimi’nin karakterine uygun olarak, daha çok rant, daha çok yağma, savaş ekonomisine dayanarak var olma bütçesidir.

Bütçe, işçi ve emekçilere sadaka dışında bir şey vadetmemektedir.