Referanduma götürülecek olan “Anayasa değişikliği” ile kurulması planlanan “Çobanlık Sistemi” neyi içeriyor? [1]

Tartışmalara neden olan değişiklikler, özetle şöyle: Hem kanun koyucu hem karar verici hem yargılayıcı…
* Bir ‘başbakan’ ve ‘bakanlar kurulu’ olmayacak.
* Türk tipi başkan (tek adam), TBMM seçimleri ile birlikte seçilecek. Seçim zamanları birleştirilecek. Milletvekili için sandığa giden seçmen, Türk tipi başkanı da seçecek.
* TBMM bakanları denetleyemeyecek.
* Tek adam, şimdi olduğu gibi, kabul edilen yasaları ‘geri gönderme’ yetkisine sahip olacak ancak bu geri gönderme, ‘veto’ya yaklaşmış olacak. Çünkü tek adam geri gönderdiği yasanın TBMM’den geçmesi, şimdikinden farklı olarak ancak üye tam sayısının yarısından bir fazlası ile mümkün olacak.
* Parlamenter sistem terk edildiği için, TBMM’nin yürütme organını denetlemesi mümkün olmayacak.
* Hem bakanlar hem de tek adamın yardımcıları (cumhurbaşkanı yardımcıları) TBMM’ye değil, tek adama karşı sorumlu olacak. Söz konusu kişiler, görevleri sona erdikten sonra dahi ancak aynı usuller izlenerek yargılanabilecek (görevleriyle ilgili suçları nedeniyle).
* Devletin başındaki tek adam kararname çıkarabilecek.
* Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görev ve yetkileri, teşkilat yapısı, merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması tek adamın çıkaracağı kararname ile gerçekleşecek.
* Devlet başkanı olan tek adam, en fazla iki kez seçilebilecek. Ancak eğer TBMM, erken seçime karar verirse ve o esnada devlet başkanı olan kişi, örneğin ikinci döneminin sonundaysa, yeniden aday olabilecek. Bu da demektir ki, tek adam koşullar uygun düşerse, 15 yıl görevde kalabilecek.
* Seçilen tek adam yardımcılarını ve bakanlarını atayabilecek. Onların görevlerine son verebilecek. Sayıları belirsiz.
* Seçilen tek adam üst kademe kamu görevlilerini atayabilecek, görevlerine son verebilecek. Atanmalarına ilişkin esaslar da tek adamın çıkaracağı kararname ile belirlenecek.
* Seçilen tek adam milli güvenlik siyasetini belirleyecek.
* Seçilen tek adam, TSK’nin başkomutanlığını temsil edecek ve TSK’nin kullanılmasına karar verecek.
* TSK’nin kullanılmasına karar verecek ve başkomutan sıfatını taşıyacak tek adam aynı zamanda bir siyasal partinin genel başkanı olabilecek. Yani, partili başkomutan!
* Genelkurmay Başkanı, seçilen tek adama karşı sorumlu olacak.
* Seçilen tek adam yürütme yetkisine ilişkin konularda ‘kararname’ çıkarabilecek.
* Seçilen tek adam, eğer yasayla düzenlenmiş bir alan varsa, o konuda kararname çıkaramayacak. Ya da eğer kararname ile yasa çatışırsa, yasa uygulanacak. Yasa ile düzenlenmemiş bir alan söz konusuysa, çıkardığı kararname ile yasal boşluğu doldurabilecek. Oysa Anayasaya göre, yasama yetkisi devredilemez.
* Seçilen tek adamın çıkaracağı kararnameler aleyhine AYM’ye başvurulabilecek. Kararnameye yasa gücü tanındığının bir göstergesi de bu kuşkusuz.
* Seçilen tek adam yasalara aykırı olmayan yönetmelikler çıkarabilecek.
* Seçilen tek adam yargılanabilecek. Ancak, ‘bir suç işlediği’ iddiasıyla 600 vekilin salt çoğunluğunun önerisi ve beşte üç ile kabul gerekecek. Türkçesi: Parlamentoda çoğunluğu ele geçiren parti istemediği sürece, soruşturma açılamayacak.
* Seçilen tek adam görev süresi bittikten sonra da, ancak TBMM aynı çoğunlukla karar verirse yargılanabilecek. Yani, meclisin nitelikli çoğunluğu istemezse, hiçbir zaman yargılanmayacak.
* Seçilen tek adam kendisine bir ya da daha fazla yardımcı atayabilecek. İstemezse, hiç kimseyi atamayacak. İsterse, canının istediği kadar atayabilecek.
* Yardımcılar ve bakanlar, seçilen tek adama karşı sorumlu olacak. Bir suç işledikleri ileri sürülürse, Yüce Divan’a sevk edilmeleri için yine üçte iki (400) oy gerekecek. Görevleri bittikten sonra yargılanmaları için de, aynı oran aranacak. Yani o meclis çoğunluğu kabul etmediği sürece yargılanamayacaklar.
* TBMM, şimdi olduğu gibi basit çoğunlukla erken seçim kararı alamayacak. Ancak beşte üç ile bu kararı verebilecek. Seçim kararı verdiğinde, devlet başkanı seçimi de birlikte yapılacak.
* Seçilen tek adam, TBMM seçimlerinin yenilenmesine gönlünce karar verebilecek. Yani TBMM’yi feshedebilecek. Tabii yine iki seçim birlikte yapılacak.
* Seçilen tek adam, gerekli koşullar oluştuğunda OHAL ilan edebilecek. OHAL esnasında, tek adam OHAL kararnamesi çıkarabilecek. Bu kararnameler, ‘yasa’ hükmünde kabul edilecek.
* Seçilen tek adam, üye sayısı 15’e düşecek olan AYM’nin tüm üyelerini kendisi belirleyecek. Üçünü TBMM seçecek (çoğunluk olanlar), üçünü YÖK’ün önerdiği (YÖK’ü kim atıyor) adaylar arasından tek adam saptayacak. Tek adam dört üyeyi bazı kategoriler içinden ‘doğrudan’ kendisi belirleyecek. Kalan beş üye, Danıştay ve Yargıtay’ın göstereceği adaylar arasından, yine tek adam tarafından seçilecek. Eğer tek adam ile meclis aynı siyasi eğilimde olursa (!) neredeyse tüm üyeler, aynı tornadan çıkacak.
* Seçilen tek adam yeni adı HSK şeklinde değişecek olan HSYK’nin, neredeyse yarısını kendisi seçecek. HSK Başkanı, tek adamın belirlediği Adalet Bakanı olacak. Kalan üyeleri TBMM, yani hâkim meclis çoğunluğu tarafından belirlenecek. Haliyle, tek adam ile meclis aynı eğilimdeyse, HSK’nin tüm üyeleri, tek adam tarafından seçilmiş olacak. Yargı bağımsızlığı sorunu kökten çözülecek!
* Türkiye’nin ‘bütçesi’ artık seçilen tek adam tarafından hazırlanıp sunulacak, TBMM’ye.
* Seçilen tek adam kanunla belirlenmiş sınırlar içinde, ‘vergi, resim, harç ve benzeri’ mali yükümlülüklerde değişiklik yapabilecek.
* Seçilen tek adam, Devlet Denetleme Kuruluna, diğer yetkileri yanında, ‘her türlü idari soruşturma’ emri verebilecek. Ayrıca TSK de, DDK denetimi kapsamına alınacak.
* MGK kararları, seçilen tek adam tarafından değerlendirilecek.
* Artık ‘tüzük’ olmayacak. Onun yerini, seçilen tek adamın kararnameleri alacak.
* YÖK, yani üniversiteler artık tümüyle, seçilen tek adamın takdirine bağlı olacak.
Diyelim ki Nisan ayında bu değişiklikler referandumdan geçti. Yazın yapılacak bir erken seçimde, iki seçim bir arada yapılacağı için hem TBMM hem Türk tipi başkan seçilmiş olacak ve seçilen tek adam 2019’u beklemeden yetkilerini kullanmaya başlayacak.
Hayır’da umut ve mücadele var.

[1] Murat Sevinç, 18 Ocak 2017 tarihinde diken.com.tr’de yayınlanan “Eğer anayasa değişikliği kabul edilirse ne mi olacak? Şunlar olacak…” başlıklı yazısından yararlanılmıştır.