Libya savaş tezkeresi mecliste… LİBYA’YA ASKER GÖNDERİLMESİNE, HAYIR!

Son bir ayın sürekli gündemlerinden biri olan Libya’ya asker gönderilmesinde son aşamaya gelindi. Saray rejimi, Erdoğan, meclise gönderdiği tezkere ile Libya’da savaşa balıklama dalmak istediklerini artık resmi olarak ilan etmiş oldu.

2011 yılında, Kaddafi’nin devrilmesi için başlatılan emperyalist saldırıya, ilk gün, “NATO’nun Libya’da ne işi var” diyerek karşı çıkan Erdoğan, bir gün sonra, İzmir’deki NATO üssünü, Libya saldırısının ana karargahı olarak tahsis ederek emperyalist saldırganlığın bir tetikçisi haline gelmişti.

Libya’da Kaddafi devrildikten ve öldürüldükten sonra başlayan iç savaşta da El Kaideci örgütlerden İhvancı örgütlere kadar cihatçı, katliam ve tecavüz çetelerini destekleyerek Libya savaşında saf tutmuş, aynı zamanda buradan Suriye’ye bu çetelerin sevk edilmesinde de başrol oynamıştı.

Şimdi Libya iç savaşında destek verdiği İhvancı tarafa kurtarmak için asker gönderme kararını meclisten geçirmek istemektedir. Meclise sunulan dilekçede ise  ‘Türkiye’nin milli çıkarlarından’ söz edilmekte.

Bu ‘milli çıkarlar’ kimin çıkarıdır?

Libya’da,  emperyalist güçlerin ve onların tetikçisi bölge devletlerinin içinde olduğu bir yağma savaşı yaşanmaktadır. Libya’da halklar bir araya gelip, topraklarına çullanan emperyalistinden tetikçisine tüm güçleri kovana kadar ne Libya halkının ne de bu topraklarda yaşayan biz emekçilerin, halkların bir kazancı olmayacaktır.

Saray Rejimi, Erdoğan’ın Ortadoğu’da desteklediği İhvancı bir gücün daha yenilmiş olması niye biz emekçiler, halklar için bu kadar önemli olsun?

Nedir ‘milli çıkar’?

* Açlık sınırının altında bir asgari ücret ‘milli çıkarlara’ aykırı değil midir?

* İşsizlikten ya da işi olsa da geçinememekten her geçen gün artan işçi intiharları ‘milli çıkarlara’ uygun mudur?

* Her yıl iki bin işçinin işçi cinayetlerinde ölmesi ‘milli çıkarlara’ halel getirmemekte midir?

* Tarımsal üretimin her geçen gün azalması, toplumun beslenmesinde dışarıya bağımlı hale gelmek ‘milli çıkarlara’ uygun mudur?

* Kadınlara ve çocuklara yönelik taciz ve tecavüzün görülmemiş oranda artması ‘milli çıkarların’ neresine tekabül etmektedir?

* Kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin zirve yapmasının ‘milli çıkarlar’ açısından bir önemi var mıdır?

* Yağma, savaş ve rant ekonomisinin yarattığı toplumsal çürümenin, ‘milli çıkarlar’da hiç mi yeri yoktur?

Saray rejimi, yağma, savaş ve rant ekonomisi üzerinden ayakta durmaya, sömürü ve zulüm çarkını çevirmeye çalışmaktadır.

Libya’ya asker gönderilmesi, Kanal İstanbul ile birlikte bu çürümüş düzenin devamı için ortaya atılmış iki gündemdir.  İşçi-emekçilerin, halkın kendi gündemi için değil, bir avuç sömürücü, rantçı asalağın gündemi için seferber olması istenmektedir.

Libya’ya asker göndermek, İhvancı kardeşlerini kurtarmak, yağmadan kırıntı kapmak istiyorlarsa, kendi çocuklarını göndersinler. Gidenleri de kendi çaldıkları paralarla finanse etsinler.

Aslolan ekonomik kriz ve asgari ücret tartışmalarının içinde ortaya atılan bu iki gündemin işçi-emekçilerin, halkın kendi gündemiyle birleşmesi, bu çürümeye karşı her alanda seferber olmasıdır.

Bu topraklarda emeği, alınteri ile yaşayan milyonların çıkarı, yağma, savaş ve rant ekonomisine karşı mücadelede, direniştedir.

İnsanca, onurumuzla ve barış içinde yaşayacağımız bir düzeni kurana kadar mücadele etmek, bunun için örgütlenmek ve direnmektir bizim çıkarımıza uygun olan.

Savaş tezkeresine hayır!

KALDIRAÇ

30.12.2019