İzmir’de Kaldıraç okurlarından polis tehdidine karşı açıklama

Geçtiğimiz haftalarda okurlarımıza yönelik gerçekleştirilen aile aramaları, ajanlık ve para tekliflerine karşı bugün ESP İzmir il örgütünde basın toplantısı gerçekleştirildi. Açıklama sonrasında Kaldıraç-Üniversite adına yapılan konuşmada okurlarımızın katıldığı söylenen eylemlerin yasal eylemler olduğu, bunların işçi cinayetinde yitirdiğimiz ortağımız Duran Baysal’ın anması, devlet tarafından katledilen Deniz’lerin katledilmelerinin yıldönümü, Soma katliamının yıldönümü, 1 Mayıs gibi eylemler olduğu ve bu eylemlerin Saray Rejimi’nin yağma ve haramilik düzenine, kapitalizme karşı olduğu için devlet tarafından kriminalize edilmeye çalışılmasının anlaşılır olduğu ancak her çabaya rağmen ailelerimizi de yanımıza alarak, işçi sınıfının mücadelesini zafere ulaştırana kadar bu düzene karşı örgütlenilmesi ve mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca yasadışı denilerek ailelerimizin gözlerini korkutmaya çalıştıkları afişler de, orada bir kez daha gösterildi.

Daha önce evinin önünde çevrilerek sohbet bahanesiyle teklifte bulunulan okurumuzun bu sefer ailesine sosyal medya hesaplarımızın linkleri gönderilerek katıldığı eylem ve yapılan etkinlikler yasadışı gösterilmeye çalışılmış, ailesine “Çocuğunuza sahip çıkmazsanız gözaltına alınabilir, tutuklanabilir.” demişlerdir. Okurumuzun ailesinden ise “Biz çocuğumuza güveniyoruz” yanıtını alınca bu kez adının Mehmet Pehlivan olduğunu söyleyen bir polis başka bir okurumuzun ailesini arayarak “Çocuğunuzun whatsapp görüşmelerini takip ediyoruz, yasadışı afişler asmakta, eylemlere katılmakta gözaltına alabiliriz, maddi durumu kötü o yüzden sizin telefonunuz ile başka gruplara girmekte size de zarar gelebilir, onun iyiliğini düşünüyoruz başına zarar gelmesin” gibi ifade ve ithamlarla görüşme gerçekleştirmiş ardından tekrar ailesi aranarak okurumuzla görüşmek istemişlerdir. Görüşme sırasında okurumuz yasadışı bir şey yapmadığını, görüşmelerini hangi izne dayanarak takip ettiğini sormuş, haklarında şikâyette bulunacağını belirtmiştir. Bunun üzerine polis “Bana ne yapabilirsiniz ki, anca avukatınızla İnsan Hakları Derneği’nde şikâyette bulunursunuz bir şey de olmaz bana” diyerek hukuk tanımazca tepki göstermiştir.

Yine başka bir okurumuza yaşadığı Güzeltepe mahallesinde diğer devrimci kurumlarla gerçekleştirilen 1 Mayıs etkinliği sırasında önce mesafeye ve tedbirlere uyulmasına rağmen maske ve eldivensiz olarak oradaki halkı sosyal mesafeye ve tedbirlere uymamakla itham etmiş ardından okurumuzu “Bunlar hep senin başının altından çıkıyor, ortalığı sen karıştırıyorsun, sen bunları kışkırtıyorsun” şeklinde hedef göstermiştir.

Yapılan bu aktarımlardan sonra devlet tarafından kaçırılıp işkencede katledilen yazarımız Bekir Kilerci’nin sürece denk düşen “Ana Kayıp Oğlundan Mektup Var” şiiri okundu. Ardından bizlerle dayanışmaya gelen SF TRADE direnişçileri ayrı ayrı söz alarak “Bu süreçte tıpkı her seferinde bizim yanımızda oldukları gibi bugün de bizde Kaldıraç’çı öğrencilerin yanındayız”, “Biz gençlerimizin yanlış bir şey yaptıklarını düşünmüyoruz, tıpkı bizim yanımızda oldukları gibi haksızlıklara karşı mücadele ediyorlar, haksızlıklara karşı hep birlikte mücadele edeceğiz” dediler.

Ardından söz alan Ezilenlerin Sosyalist Partisi adına bir yoldaşımız “Bu baskıları birlikte mücadele ederek geri püskürteceğiz. Kaçırma, baskı yapma, işbirlikçilik dayatmalar dün başarılı olmadı, bugün de işe yaramayacak. Kararlıca mücadelemize devam edeceğiz. Ve Kaldıraçla yan yana omuz omuza duracağız.” diyerek dayanışmalarını ifade ettiler.

Son söz olarak bu yaşananların geçmişte Ali Serkan Eroğlu ve Bekir Kilerci ile birlikte pek çok devrimciye uygulandığı ve katliamlar gerçekleştirildiği, okurlarımızın başına gelebilecek herhangi bir zarardan başta İzmir Terörle Mücadele Şubesi polisleri olmak üzere devletin sorumlu olacağı söylendi. Ayrıca açıklama öncesi İnsan Hakları Derneği’nden de yapılan aktarımlardan bu tür iletişim bilgileri ve mesajlaşma takiplerinin hukuksuz olduğu bu süreçte yanımızda oldukları söylenmiştir. Gerekli şikâyet başvuruları İnsan Hakları Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği ile birlikte yapılacaktır.

Kaldıraç-Üniversite adına yapılan açıklamanın tam metni:

Basına ve Halklarımıza

Geçtiğimiz haftalarda bir okurumuzu evinin kapısının önünde sohbet bahanesiyle kenarı çekip söyledikleri yalanları ve ajanlık teklifi üzerine okurumuzla birlikte şikayette bulunmamıza rağmen benzer bir şekilde yine aynı okurumuzla birlikte başka okurlarımızın da bu sefer aileler arayarak, iftiralar atıp yalanlar söyleyerek sürdürmeye çalışmaktadır. Yapılan görüşmeler de öğrenildiği üzere ortaklarımızın katıldığı yasal eylemler, yapılan afiş çalışmaları yasadışı olarak lanse etmeye çalışılmış, bunları sürdürmeye devam ederlerse gözaltına alacaklarını ifade etmişlerdir. Adını Mehmet Pehlivan olarak ifade eden polis memuru okurlarımızı ve devrimci faaliyetleri ailelerimize karşı kriminalize etmeye çalışmış, whatsapp görüşmelerinin takip edildiğini belirtmiş, ortağımız tarafından yaptığının yasadışı olduğunun söylenmesi üzerine bana karşı ne yapabilirsiniz avukatınız bana ne yapabilir bana gücünüz yetmez gibi ifadelerle hukuksuzluklarını açıktan ifade etmiştir. Diğer bir okurumuzun ailesine ise sosyal medya hesabımızın linki mesaj atılıp “bakın yasadışı eylemleri bunlar” denilerek yine yapılan yasal eylem ve etkinlikler kriminalize edilmeye çalışılmıştır. Bir diğer okurumuz yaşadığı mahallede diğer devrimci kurumlarla yapılan 1 Mayıs kutlaması sırasında hedef gösterilmiş “rahat durmuyorsun, senin başının altından çıkıyor bunlar” diyerek hem 1 mayıs hem de ortağımızın yaptıkları yasadışı ilan edilmeye çalışılmıştır.

Bugün tüm dünya da yaşanan salgın ile çöken sağlık, eğitim başta olmak üzere pek çok noktada çürümüşlüğü ayyuka çıkan kapitalist sistem, zaten öncesinden de ülkemizde üzerindeki beyaz perdeyi atıp özünü gösteren devlet mekanizması, bu sistemi tüm yükünü çeken aynı zamanda tüm dünyayı yaratanlara, üretenlere bizlere, emekçilere kendi yasalarına dahi uymaksızın her türlü aracı ve pisliği ile saldırmaya devam ediyor. Artık kendilerinin bile saklayamadıkları tablolar ve fotoğraf kareleri vermektedirler. Aynı gemideyiz masalını artık sürdürememektedirler. Onlar ile bizler şeklindeki bu ayrım en son şahsına muktedirin tek başına karşısında ise birçok işçinin bir arada ve çalışmaya zorunlu oldukları kare ile göze çarpmış sağır sultanı bile ayağa kaldıracak açıklıktadır. Biz de bu açıklık içerisinde devrimci öğrenciler olarak yerimizin işçi sınıfının yanı olduğunun farkındayız. Toplumun dinamik kesimi olan bizler ve yapabileceklerimiz, saraylarınızı makamlarınızı ayaklarınızın altından çekip alabilme potansiyelimiz sizi bu kadar arsızlaştırıyor. Sizler nasıl ki bu sistem içerisinde konumunuz gereği böyle davranmak durumunda kalıyorsanız, biz de bizim konumumuz da insanlığın değerlerini yaşatma sorumluluğuyla, hırsızların, tecavüzcülerin, cehaletin yuvası haline getirmeye çalıştığınız ülkemizde mücadele içerisinde bilimin ve emeğin ufkunda devrime yürüyen gençleriz. Ailelerimizi arayıp türlü iftiralar atıyorsunuz. Ailelerimiz bizlerin canıdır ciğeridir, ailelerimizi sizlere yedirmeyiz, araya nifak sokmaya çalışıyorsunuz, anca bunu yaparsınız, bizimse yaptığımız her eylem ve etkinlik herkese açıktır yazdığımız sözler astığımız afişler herkes görsün diyedir ailelerimizden saklamayız. Bizler örgütlü bir toplumun mücadelesini veriyoruz ailelerimizi de bunun dışında bırakacağımızı sanmayın. Bize her saldırınızda çok daha güçleniyoruz. Bütün emekçiler, işçiler sınıflarının getirisi olarak bir kardeşlik bağıyla zaten bağlıdır, sınıf kardeşliğinin bağları. Sizlerin iftiraları, nifakları, yalanları ve para gelecek vaatleri belki tarihte bir kısım düşkünde işe yaramıştır şimdi tarihte yerleri yoktur. Tarih direnenleri hatırlar, Denizleri, İbrahimleri, Mahirleri hatırlar. Ve onların yolumsa biz daha fazla örgütlenerek, ailelerimizle, işçi kardeşlerimizle, ablalarımızla, abilerimizle, öğrencilerle, kadınlarla ele ele omuz omuza bu harami düzeninizi yıkacağız yerine özgür eşit bir dünyaya yürüyen Sosyalist Anadolu’yu koyacağız.