İstanbul’da Onur Haftası

AKA-DER Toplumsal Cinsiyet Atölyesi 19 Haziran 17.00’da kitle ile beraber toplanma noktası olan Mis Sokak’taydı. Devletin her müdahalesinde gösterilen direniş Gezi ruhunu anımsatmaktaydı.

İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği tarafından yapılan basın açıklamasında; ‘Bu yıl 7.’sini düzenlediğimiz Trans Onur Haftası Orlando katliamının hüznü ve öfkesi gölgesinde başladı. Katliamın yasını bile tutamadan başlayan tartışmalar toplumda yaratılmaya çalışılan nefret kültürünün geldiği boyutu göstermek adına önemli bir yerde durmaktadır. Cihatçıların, selefi grupların basın ve sosyal medya üzerinden yaptığı katliam çağrıları Valiliğin yasak kararı ile birbirini tamamlamış ve aralarındaki iş birliğini ortaya çıkarmıştır. Yapılan katliam ve engel çağrılarına işlem başlatmayan devlet yetkilileri tehditvari açıklamalar ile bu katliamcı grupları desteklemiş yürüyüşe katılmak için anayasal haklarını kullanmak isteyen insanları ise hedef göstermiştir. Bizler bu işbirliğini Sivas’tan, Maraş’tan biliyoruz! Bizler bu işbirliğini Suruç’tan, Amed’ten, Ankara’dan biliyoruz! Bizler bu işbirliğini trans cinayetlerinden ve katillerle çekilen fotoğraflardan tanıyoruz!’’ ifadeleri yer aldı.

Saat 19.00 civarlarında eylemin sonlandığı söylendi. Fakat hemen ardından ’sokakları terk etmeyeceğiz’ kararı Trans Onur Yürüyüşü’nün Gezi ruhunu anımsatmasının en büyük sebeplerinden biriydi. Devletin tüm müdahalelerine rağmen sloganlarla, gökkuşağı bayraklarıyla direniş sokaklarda devam etti. Trans Onur Yürüyüşü’nün ardından Kaos GL, LİSTAG, Pembe Hayat ve SPoD, Trans Onur Yürüyüşü’ne ilişkin hak ihlalleri raporu yayınladı.

AKA-DER Toplumsal Cinsiyet Atölyesi 25 Haziran günü 15.00’da ‘’Onur Yürüyüşü; Nasıl Bir Mücadele Vermeliyiz?’’ konulu panelini gerçekleştirdi.

Panelde konuşmacılardan Pınar Arkan; ‘’Saklanmanın en iyi yolu fazla gözükmektir’’ diyerek kendini keşfedişini, çocukken neler hissettiğini anlattı. Lise yıllarında ‘’ben kimim’’ diye düşünerek ‘’nasıl mücadele vermeliyim’’ sorusunun cevaplarını bulduğundan ve ‘’siz kendinizi ispat etmeye çalıştıkça kapitalizm karşınıza bazı kurallar koyuyor;
LGBTİ’ler sadece modacı veya sanatçı olmalı, ne kadar paran varsa o kadar kadınsın’’ ifadeleriyle sistemin baskılarından, dayattıklarından bahsetti. ‘’Bir süreden sonra da varlığınız bile bir direniş oluyor’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Bir diğer konuşmacı olan Bulut Arslan ‘’LGBTİ’siz devrim olmaz, devrim olmazsa LGBTİ’ler kurtulmaz’’ ifadesi ile konuşmasına başladı. AKA-DER Toplumsal Cinsiyet Atölyesi’nin oluşumundan, perspektifinden ve nasıl bir mücadeleyi savunduğundan, gerekli gördüğünden bahsetti. Aynı zamanda LGBTİ mücadelesine geç kalındığı için özeleştiri verdi.

Konuşmacılardan Atakan Ağtaş ise heteroseksizmi tanımlayarak konuşmasına başladı. ‘’Bizler varlığımız ile politiğiz, bizler Kürdistan’ın Anadolu’nun her yerinde var olan insanlarız. Bu yüzden meseleye sınıf mücadelesi olarak bakmalıyız’’ ifadelerini kullandı. Panelin ardından katılımcılar sorularını sordu ve sorular cevaplanarak panel sonlandırıldı.

Onur Haftası Komitesi’nin ‘’Beyoğlu Sokaklarında Birbirimize Kavuşacağız’’ açıklaması ile 26 Haziran günü 17.00’da 3 ayrı noktada basın açıklaması yapıldı. Tel Sokak’ta içlerinde AKA-DER’in de bulunduğu kitlenin okuduğu metinde; ‘’Bugün bu basın açıklamasını okumamızın sebebi, 14. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün yasaklanmasıdır. Yürüyüşü engelleyenler, bize ’toplumun hassasiyetleri’ni mazeret göstermiştir. Oysa gözetilen toplumun değil, iktidarın hassasiyetleridir. Toplum bizden başkası değildir.’’ ifadeleri yer aldı.

Ardından ‘’sokaklara dağılıyoruz’’ dendi ve Öğüt ve Mis Sokak başta olmak üzere birçok sokakta LGBTİ’ler sloganlar atmaya devam etti. Tüm müdahalelerin ardından kitle tekrar bir araya geldi. ‘’Geç saatlere kadar bir arada kalacağız ve sokakları bırakmayacağız’’ açıklaması yapıldı. Bu sırada İstiklal’de birkaç kişinin gökkuşağı renkleriyle boyadığı yerleri polisler gözaltına aldı ve ardından sulama aracı ile boyalı yerleri temizlediler.