HER KARANLIĞIN BİR SONU VAR! ÖZGÜR BİR DÜNYA İÇİN 1 MAYIS’TA KALDIRAÇ’LA ALANLARA!

 

Üniversitelerde bir dönemdir devam eden saldırılar var. İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde ve ODTÜ’de;  IŞİD ve destekçileri, Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde;  polis ablukası, Hacettepe Üniversitesi’nde; ülkücü çeteleri, İzmir Ege Üniversitesi’nde; her türden baskılar ve siyaset yasakları, afiş asma yasakları, bildiri dağıtanlara saldırılar, Anadolu Üniversitesi’nde her gün afiş sökmeye giren polisler… Tüm bunlar bir dönemdir üniversitelerin teslim alınmaya çalışıldığının işareti. Savaşa Karşı Barış, diyen akademisyenlerimize önce soruşturma açıp, okullarından uzaklaştırıp sonra da onları tutuklatan bir savaş bu. Esra Mungan’ı hücreye kapatan bir savaş. Hatta tüm bunların yanında Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını ve cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini söyledi. Bir rektör yardımcısını bilim korkusu sarmış durumda. Yetmiyor, tecavüzcü zihniyet Ensar Vakfı’nı korumak için tecavüzün bir kere yapıldığında bir şey olmayacağı gibi söylemler üretiyor ve teşhir eden üniversitelileri yaka paça gözaltına alıyor. Ağızlarından çıkan her kelime, cahil ve tecavüzcü bir gençlik yaratmak için çıkıyor. Doğaya, insanlığa, her canlıya kast etmişler. Cerattepe’de ağacımıza,suyumuza düşmanlar. Cizre’de,Sur’da Kürt Halkı’na düşmanlar. Üniversitelerde de aydın gençliğe düşmanlar. Yeryüzünde özgürlük isteyen herkes, onların düşmanıdır.

Ancak bu resmin bir de bizden yana tarafı var. Dünyanın her yerinde baskıya ve zulüme direnenler, Artvin’de doğasına sahip çıkan, Kürt illerinde ablukalara karşı direnen halklar, 8 Mart’ta İstiklal’i dolduran kadınlar, hücrelerde onurlu duruşundan geri adım atmayan akademisyenler, fabrikalarda, tersanelerde direnen işçiler ve üniversitelerini Saray’a teslim etmeyen öğrenciler var. Çoğumuzu korkutan, belki de son zamanlarda karanlık görünen bu resimde, unutmayalım ki, insanlık tarihinin her döneminde aydınlık var oldu. Üzerimize çöken bu karartı yalnızca çürümüşlüğünü saklamaya çalışanların korkusudur. Aydınlığı kapatabilmek zordur, nereden kapatılsa da sızacak bir yerler bulur kendine. Ancak ışık geldiğinde ne karanlık kalır ne de gölge. Bu karanlığın sonunu getirecek, onu değiştirecek olanlar da bizleriz. Özgür üniversiteyi, özgür Anadolu’yu, yarının özgür dünyasını inşa edecek olanlar bizleriz. Bunu yapabilmenin tek yolu ise bu zulüme, bu kirli savaşa boyun eğmemektir. Örgütlenmek, topyekûn savaşa karşı, topyekûn direnişi örgütlemektir.

Bu savaşa ve çürümüşlüğe son verebilmek için;

üniversiteleri saran polis ablukasına, yasaklara, tutuklamalara boyun eğmemek için;

alanlarda sınıfımızla beraber işçi sınıfının taleplerini örgütlemek için;

insanlıktan, hayattan, özgürlükten yana olan herkesi; öğrencileri, akademisyenleri, işçileri Kaldıraç Komiteleri’nde örgütlenmeye, 1 Mayıs’ı bulunduğumuz her alanda birlikte örgütlemeye ve 1 Mayıs’ta Kaldıraç Korteji’yle alanlara çağırıyoruz!

Her Gün 1 Mayıs Her Gün Kavga!

1 Mayıs’ta Kaldıraç’la Alanlara!

KALDIRAÇ Okurları