Her gün 8 Mart, her gün kavga!

İstanbul
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla 6 Mart’ta Kadıköy’de yapılmak istenen yürüyüş ve miting Valilik tarafından ‘güvenlik’ gerekçesiyle yasaklandı. Bunun üzerine yasağı protesto etmek ve basın açıklaması gerçekleştirmek için İskele Meydanı’nda bir araya gelen kadınlara polis, plastik mermi ve gaz bombalarıyla saldırdı. Kadınları yerlerde sürükleyerek darp eden polis, küfürler savurarak 4 kişiyi gözaltına aldı. Bir polisin, sadece 8 Mart’ı kutlamak istediklerini söyleyen bir kadını iterek, “Siz gidin erkekleriniz gelsin, gidin evinizde oturun” sözleri ise dikkat çekti. Ancak yüzlerce kadın, polis saldırılarına rağmen, rengarenk döviz ve kıyafetleriyle ara sokaklardan ilerleyerek Bahariye Caddesi’nde toplandı ve barış, eşitlik, özgürlük ve güvenceli iş taleplerini haykırdı.
8 Mart günü İstanbul Taksim’de on binlerce kadın, 14. Feminist Gece Yürüyüşü’nde iktidarın yasağına, ‘terör’ bahanesiyle yürüyüşü engellemeye çalışanlara karşı meydanları, geceleri isyanla, kadın dayanışmasıyla özgürleştirdi. “Erkek devlet şiddetine, savaşa, kadın düşmanlığına karşı hayatlarımıza sahip çıkıyoruz” diyen kadınların her sene büyüyen isyanı İstiklal Caddesi’ni doldurdu.
Kadıköy’de ise AKA-DER ve Kaldıraç’ın çağrısıyla 8 Mart için bir araya gelindi. Kadın ve erkeklerin katılımıyla gerçekleşen eylem Kadıköy Rexx Sinemasının önünde başladı. “Baskı, Sömürü, Savaş Zincirini Kırıyoruz, Gücümüzü Örgütlüyoruz” yazılı pankartın arkasında bir araya gelen eylemciler Kadıköy sokaklarında yürüyüş gerçekleştirdi. Eylem esnasında “Her gün 8 Mart her gün kavga”,  “jin, jiyan, azadi!” “Kadınız, işçiyiz, dünyayı istiyoruz”, “Kürdistan’da direnen kadınlara bin selam!” “Kadınlar, sokağa, eyleme, özgürleşmeye” sloganları atıldı ve alkışlar, zılgıtlar eşliğinde Kadıköy sokaklarında ses verildi. Yürüyüş esnasında halkın evlerden, kafelerden alkışlarla eyleme desteği göze çarptı.
Eylem esnasında kadının emeğinin çifte sömürüsünden taciz, tecavüz, şiddet vakalarına kadar kadınların üzerindeki baskı ve sömürünün bir devlet politikası olarak işletildiği ve kadınların bu baskı ve zulme boyun eğmeyecekleri vurgulandı. Kürdistan’da savaş politikaları ile kadınların yaşamlarına, bedenlerine, özgürlüklerine yönelik saldırılara dikkat çekildi. Kürdistan’da ve Anadolu’da kadınların direnişi ve özgürlük mücadelesi selamlanarak örgütlülüğün kadınların kurtuluşu için esas olduğu bir kez daha vurgulandı.
Khalkedon Meydanı’nda yapılan basın açıklamasının ardından halaylar ve türkülerle eylem sonlandırıldı.
İzmir
Valiliğin İzmir’de fiilen yürüyüşleri yasaklamasına rağmen İzmir 8 Mart Platformunun çağrısıyla kadınlar “Yaşasın 8 Mart yaşasın kadın dayanışması”, “Jin Jiyan Azadi”, “Öldüren sevgi istemiyoruz”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atarak yürüyüş yaptı. Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi sonunda bir araya gelerek, “Savaşa, şiddete, ataerkil, muhafazakarlaştırmaya karşı barış, özgürlük, güvenceli iş ve yaşam hakkımız için direniyoruz” yazılı pankartın arkasında cadde boyu yürüyüş gerçekleştirdi.
Antakya
Antakya Kadın Dayanışmasının “Savaşa, tacize, tecavüze, gericiliğe karşı direnişi örgütlüyoruz” çağrısıyla kadınlar Köprübaşı’nda bir araya geldi. Taleplerinin yazılı olduğu beyaz tülbentlerle öfke ve coşkuyu sokağa taşıyan kadınlar, AKP iktidarı tarafından örgütlenen kadın düşmanlığına karşı; eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerini haykırdılar.
Bursa
Bursa Kadın Platformu’nun çağrısıyla Altıparmak’ta toplanan yüzlerce kadın, tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine ve kadın düşmanlığına karşı Heykel’e yürüdü. Ellerinde, erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınların resimlerini taşıyan kadınlar, sloganlar eşliğinde yolu trafiğe kapatarak Atatürk Heykel’i önüne kadar yürüdüler. Eylemlerinin güvenliğini kendileri sağlayan kadınlar, erkek devletinin güvenliğini de protesto ettiler.
Diyarbakır
Diyarbakır’da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınlar İstasyon Meydanı’nda toplandı. Sabah saatlerinden itibaren kentin çeşitli noktalarından İstasyon Meydanı’na yürüyen kadınlar meydanı doldurdu.
8 Mart eylemlerinin final mitinginin yapılacağı Diyarbakır’da miting alanı olarak belirlenen İstasyon Meydanı ve Ofis zırhlı araçlar, TOMA ve ranger tipi araçlarla kuşatıldı. Kadınlar Belediye ve DTK binaları önünde toplanarak alana yürüdü. DTK binasının önünde polis ablukası vardı. Kadınlar yürüyüşün başlayacağı alana girmek için Gevran Caddesi’nde saatlerce bekledi. Ardından tek tek arama yapılarak kadınlar DTK önüne geçmeye başladı. Özgür Genç Kadın’ın (ÖGK) “Öz savunmayla özgürlüğe” pankartı nedeniyle alana alınmasına izin verilmeyeceği söylendi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cemevi Kadın Komisyonu da “Asimilasyona, imhaya karşı Zarife Ana’nın direnişçi ruhuyla kadınlar öz savunmaya” pankartı açtı. Polisler bu pankarta da izin vermeyeceklerini belirterek, kadınlara engel oldu. Ancak kadınlar tüm engellemelere rağmen pankartlarıyla yürüyüşe geçti. Surlu kadınların ise “Sakinelerden Sêvêlere tüm özgür kadınlar alanlara” pankartına el konuldu.
Saatler süren mücadelenin ardından kadınlar, “Kadınlar önderliği ve özgürlüğü için direniyor” pankartı arkasında yürüyüşe geçti. Mitingin yapılacağı İstasyon Meydanı’na doğru yürüyüşte erbaneler eşliğinde “Jin jiyan azadi”, “Biji berxwedana Sur e”, “Sur’da direnen kadınlara bin selam” sloganları atılarak meydana ulaşıldı.
Mersin Üniversitesi
Mersin Üniversitesi’nde kadınlar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ nü sivil polislerin sürekli fotoğraf çekerek taciz etmelerine rağmen coşkuyla kutladı.
Fen-Edebiyat Fakültesi önünde toplanan kadınlar halay çekip  ‘Yaşasın Kadın Dayanışması’, ‘Jin Jiyan Azadi’, ‘ Kadın Cinayetleri Politiktir’, Ekin Wan ‘nın Bedeni Onurumuzdur’ sloganları eşliğinde yürüyüşe başladı. Çilem Doğan , Cizre’de Sur’da katliamlara karşı direnen kadınlar da unutulmadı . Sloganlarla üniversite çarşısına varan kadınlar adına Manolya Sayın  basın açıklamasını okudu. Sayın , “8 Mart 1857 tarihinden bugüne kadınları katleden zihniyet, bugün Suruç’ta, Ankara’da, Sur’da, Cizre’de katletmeye devam ediyor. Kadın bedenini sokak ortasında teşhir edenler; tacizi-tecavüzü tahrik indirimleriyle meşru kılıyor. Diyanet yaptığı açıklamalarda babanın öz kızına şehvet duyabileceğini söylüyor. Bu açıklamaların hemen ardından sadece iki günde altı baba öz kızına tecavüz ediyor. İkinci yuvamız olarak gösterilen okullarımızda hocalarımız tarafından tacize, tecavüze uğruyoruz. Ve bu sistemin dayattıklarının sonucunda biz kadınlar kurtuluşu Cansel gibi intiharda arıyoruz. Direnip öz savunmasını yapan Çilem ve Nevin gibi yaşamımızı savunduğumuzdaysa tecavüzcülerin almadığı cezalarla cezaevlerine kapatılıyoruz.” dedi.
Sayın, konuşmasını  “ Çilem’in de dediği gibi; ‘Bir kadın isterse kendini doğurabilir. Bir kadın isterse dağ başında bile kalsa dimdik durabilir. Mücadele verebilir, sıfırdan başlayabilir.Kadınlar! Zincirlerimizi kıralım, kampüslerden isyana koşalım. Fıtratımız direnmek olsun.’ “  sözleriyle tamamlayarak kadınlara direniş çağrısı yaptı.
Basın açıklamasının ardından kadınlar Kürdistan’ da yaşanan kadın katliamlarını anlatan küçük bir tiyatro gösterisi yaptı.  Kadınların eylemi müzik dinletisi ve halaylarla son buldu.
Adana
Emperyalist Savaşa, Tacize, Kadın Cinayetlerine, Tecavüze, Şiddete ve Sömürüye Karşı Sokağa Özgürleşmeye çağrısıyla Dulsinya Kadın Topluluğu olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Uğur Mumcu Meydanı’ndaydık. Kadının emek sömürüsüne karşılık LGBT bireylerine uygulanan şiddete karşı renklerimizle alanlardaydık. Ayrıca Dulsinya Kadın Korosu direniş şarkılarını söylediler.
8 Mart gece yürüyüşünün engellenmesine rağmen Adanalı kadınlar meydanlara çıkarak Artvin’den Sur’a direnen kadınların sesi oldu.
Edirne
Biz kadınlar, 8 Mart’ta Edirne Belediyesi önünde bir araya geldik. Halaylar ve horonlar eşliğinde süren bekleyişin ardından “Kadın, Yaşam, Özgürlük”, “Transfobik Devlet Yıkacağız Elbet”, “Jin, Jiyan, Azadi” sloganlarıyla PTT önüne yürüdük. Yürüyüş boyunca çevredeki insanlar, esnaflar bize alkışlarla ve “kadınlar kazanacak” sözleriyle destek verdi. Yürüyüşün ardından PTT önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Kadınların kurtuluş mücadelesinin simgesi olarak nitelendirilen 8 Mart’ın tarihsel öneminden bahsedilen basın metninde günümüz kadınlarının direnişine de değinildi. “Kadınları esnek, kuralsız, güvencesiz ve kölece çalışma koşullarında sömürmeyi amaçlayan emek politikalarını reddediyoruz.” denildi. Kız çocuklarına duyulan şehvetin meşrulaştırıldığı, öz savunma yapan Çilemlerin yok sayıldığı adalet teşhir edildi. Bugün yaşadığımız coğrafyada var olan savaşın kadınlar üzerinde yarattığı yıkıma, çırılçıplak teşhir edilen bedenlere ve tüm bu olanlara karşı üç maymunu oynamamız istendiğine vurgu yapan metinde; “Cerattepe’de yaşam alanlarını savunan kadınlardan, Cizre’de savaş çığırtkanlarına karşı yaşamlarına sahip çıkan kadınlarla kız kardeşlik ülkesini kuracağız. Her şeye inat, yaşamak ve yaşatmak için sokaklarda olmaya devam edeceğiz!” diyerek basın açıklaması sonlandırıldı.
Basın açıklamasının ardından sokaklarda danslarla, horonlarla, halaylarla etkinlik sonlandırıldı.
ÖZGÜRLÜK DİRENEN KADINLARLA GELECEK!