Gücümüzü örgütlemeye, 1 Mayıs’ta Taksim’e!

İşçi sınıfının gücünü gördüğü ve gösterdiği “Birlik, Mücadele ve Dayanışma” günü 1 Mayıs’a sayılı günler var.

İşçi sınıfı, bir bütün olarak toplum, bu 1 Mayıs’a ağır saldırılar altında gitmektedir.

Günde 500 işçi işten ahlaksızlık damgasıyla atılıyor, Saray tarafından açıktan kadınların öldürülmesi örgütleniyor, on binlerce tutuklama ile kayyumlar ile operasyonlar ile Kürt halkının örgütlü gücüne diz çöktürülmeye çalışılıyor, Gezi Parkı’ndan İşkencedere’ye memleketin her karışı “arsa”ya dönüştürülüp vakıflara, çetelere peşkeş çekiliyor.

İşçi sınıfı, bizler, direnenler, bu 1 Mayıs’a gücü ve örgütlülüğü oranında direnişlerle ve çok daha büyük bir öfkeyle gitmekteyiz.

Pandemiyle geçen 2020 yılı boyunca, her geçen gün aşağılanmaya, ölüme mahkûm edilmeye her yerden itirazlar gelişmiştir. İşçi direnişleri bütün bir memleketi sarmıştır, kadınların sözünü söylemediği tek bir şehir kalmamıştır, öğrencilerin Boğaziçi’nden başlayan direnişi dalga dalga yayılmıştır ve Kürt halkı olduğu her yerde meydanları doldurarak gücünü göstermiştir. Ve milyonlarca insanda henüz büyük ölçüde açığa çıkmayan bir öfke birikmektedir.

Böylesi bir süreçte gidilen 1 Mayıs’ın önceki senelerden farklı olması gerektiği açıktı, açıktır.

2021 1 Mayıs’ı, pandeminin faturasının kesildiği emekçilerin, yağma-rant-savaş ekonomisinin altında yaşam savaşı veren milyonların, canını meydanlarda savunmak zorunda kalan kadınların, “ferman padişahınsa dağlar bizimdir” diyen köylülerin öfkesinin dışa vurduğu, seslerinin birleştiği, birbirimizden aldığımız gücü dosta düşmana göstermenin günü olacaktır.

Elbette bunu göstermek, örgütlenmesi gereken bir iştir.

Bu kararlı bir duruşla, kararlı bir istekle yerine getirilebilir. Devlet idaresinin yerine geçip, onlar adına akıl üreterek, işçi sınıfının çıkarları savunulamaz.

30 Nisan günü öğle tatiline sıkıştırılmış bir 1 Mayıs’a, resmi tatilde zorla çalıştırılmaya dahi tek söz söylemeden balkon önerilerine, bir plan bile demek mümkün değildir.

Bu, 1 Mayıs’a, işçilerin, emekçilerin gündemine ciddiyetle yaklaşmamaktır.

İşçilerin sadece ölmelerine izin verilen koşullarda, direnişi büyütmek için 30 Nisan’da her yerde greve çıkıp, 1 Mayıs günü kitlesel bir şekilde Taksim’de olmak bir ciddiyet göstergesi olacaktır.

1 Mayıs 2021’in gündemleri bellidir. İşçilerin emekçilerin taleplerinin kitlesel ifade edilebileceği, yan yana gelebileceği, birbirinden güç alabileceği bir meydanı yaratmanın sorumluluğu –aslında her zaman olduğu gibi- devrimcilerde, sosyalistlerdedir.

Bir tarafta güçsüzlüğünden saldıran, yarınları olmadığını bilerek yağmacılığın dozunu arttıran Saray Rejimi, diğer taraftan milyonlarca işçi-emekçinin örgütlenmeye açık öfkesi, gücü bulunmaktadır.

Bu gücü örgütlemenin bir adımı 2021 İstanbul 1 Mayıs’ını Taksim’de kutlamak olacaktır.

Bu 1 Mayıs günü, direnişi adım adım meydanlara taşıyacağımız bir gün olacaktır.

Her gün 1 Mayıs, Her gün kavga!

Saray Rejimi kendi kendine yıkılmaz, Yaşasın Birleşik Emek Cephesi!

1 Mayıs’ta Taksim’deyiz!

25 Nisan 2021

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz