Direnmek yaşamaktır!

Eylemlerin kim tarafından yapıldığı artık fark etmiyor. Öso’su da Ahrar-u Şam’ı da El-Nusra’sı da IŞİD’i de bizim için birer katil sürüsüdür.
Suriye’de 5 yılı aşkın süredir devam eden bu paylaşım savaşımında emperyalistlerce beslenen ve sahaya sürülen çeteler halkları katletmeye, bölgeyi talan etmeye devam ediyor. Bu katliamlardan talanlardan selefi çeteler kadar bölgedeki tetikçiler ve Ortadoğu’yu gözüne kestiren emperyalistler de sorumludur. Onlar kadar vahşi, onlar kadar gözleri dönmüştür. Çeteler katil ise ABD, İngiltere, İsrail de katildir; tetikçi olan Suudi Arabistan, Katar ve bu devlet de katildir. Vahşidir, canidir, kana susamıştır.
13 Mayıs 2016’da Hama’nın güneyi Humus’un kuzeyinde bulunan El-Zara’da Aleviler katledildi.
13 Mayıs 2016’da bir ateş daha düştü yüreğimize, İkrime’de güzel gözlü çocuklarımızın katledilmesinin ardından, Adra, Maan, İştebrak, Keseb’in ardından bir ateş daha yaktı içimizi.
El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra Cephesi, El Kaide bağlantılı Ahrar’uş-Şam ve Ehli Sünnet Tugayları, Alevi nüfusunun yoğun olduğu El-Zara Köyü’nde sivilleri katletti. Köye yapılan baskında katlettikleri canlarımızın fotoğraf ve videolarını sosyal medya hesaplarından paylaşan katil cihatçılar, daha önce de Grad füzeleriyle köyü hedef almıştı.Köy muhtarının da içinde bulunduğu bir grubu Rastan’a götürerek infaz ettiler.Aralarında kadın ve çocukların olduğu onlarca canımız kaçırıldı ve katledildi.
Aynı süreçte Kilis’i bombalayan MİT’le hareket eden Işidliler, Antep Devlet Hastanesi’nde tedavi gördü.
13 Mayıs 2016’da Sivas’ın Alevi nüfusunun yoğun olduğu Divriği ilçesinde, cihatçıların eğitileceği kamp hazırlıkları başladı.
13 Mayıs 2016’da, Maraş’ın Pazarcık ilçesine bağlı eski mera alanı ve Alevilerin yaşadığı Terolar Mahallesi’nde cihatçıların eğitilmesi için kurulacak kampa karşı “Yaşamıma, Maraş’ıma, Ovama Dokunma” diyerek Maraş’a giden canlarımız sürekli polis engeline takılarak Maraş’a girişleri engellenmek istendi. Daha önce de Terolar’da çadırlarla nöbet tutuldu, miting düzenlendi.Miting için Diyarbakır, Sivas, Antep, Mersin, Adana, Erzincan’dan gelen otobüslerin girişlerine izin verilmedi. Jandarma, mitinge gaz bombası ile saldırdı, gözaltı yaptı. 82 yaşındaki canımız Mor Ali Kabayel gaz bombaları sonucu hayatını kaybetti.
12 Mayıs 2016’da Kilis’te, Suriye’nin Işid denetimindeki bölgesinden atılan roketlerle 21 insanımız katledildi. 30 bin öğrenci okullarına gidemedi, yaşam durdu.Bir aydır katyuşa roketleriyle hedef haline gelen Kilis esnafı “Başımız sağolsun.Kilis öldü.” yazan notlar asarak kepenk kapattı.
TC Devleti; dışarıda ve içerde savaşı yoğunlaştırırken Ortadoğu’daki emperyalist paylaşım planlarının tetikçisi olmayı ilkesi haline getirmiş durumda. Burjuva medyayla gerçekler karartılıyor. TC, Işid aracılığıyla şehirlerimizde saldırıların yolunu hazırlayacak kamplar kuruyor, biz Alevi halkını hedef haline getiriyor. TC ile AB arasında yapılan mülteci kampları kurma projesinin odak noktası savaştan kaçan çocuklara yaşam alanı sunmak değil yaşam alanlarımızı paylaşarak, bizleri katledecek cihatçıları eğitmektir. Antakya’da kurulan eğit-donat kampıyla yaşam alanımızı kanın, gözyaşının hedefi haline getirme niyetindeler.Tıpkı 1938 Dersim Katliamı gibi tıpkı 1978 Maraş Katliamı, 1993 Sivas, Reyhanlı, İkrime, El-Zara Katliamı gibi.
Roketler yağıyor çocuklarımızın düşlerine, seyirci kalan kirlenir.
“Haykır acını ey halk, baş eğme haykır
bir yol kavşağındasın ve ancak
yaraların haykırışlarla onarılır…”
Biz sömürüsüz bir dünyanın düşünü kuranlarız, biz geleceğini elinde taşıyan Aleviler. Sessizliğimiz savaşı besler, sokaklara çıkıp haykırmalıyız yaşamı.
Biz Tel Abyad’ta özgürlük mücadelesi veren Halil Aksakal’ın yoldaşları, Suruç’un yeniden inşası için giden Okan Pirinç’in okul arkadaşları, Suriye’nin sesini Ankara’daki barış mitingine taşıyan Necla Duran’ın kız kardeşleriyiz.
“Kanadık toprak olduk
Çekildik bayrak olduk
Döküldük yaprak olduk
Geldik bugüne”
Bizler düşlerinde özgür dünya olan Ali İsmail’in sınıf arkadaşları , Abdullah Can Cömert’in, Ahmet Atakan’ın dostlarıyız.
Gezi Direnişinde Armutlu sokaklarında yaşamımız için direnen, Gezi Parkı’nda komün hayatı kuranlarız.
“Ekilir ekin geliriz , ezilir un geliriz
Bir gider bin geliriz
Bizi vurmak kurtuluş mu”
Tartuslu Hamza’nın, Alevi olduğunu söyleyince katledileceğini bilmesine rağmen, aslını inkar etmeden “Ena 3alewe Hayye” diyen haykırışı hala kulaklarımızda. Hz Fatıma’nın direnciyle atıldığımız mücadelede yaşamı, birliği savunuyoruz. Şimdi bize düşen yaşamımız, dilimiz, kültürümüz için örgütlenmek, sokaklara çıkıp mücadele etmektir.
Sesimize ses katın Arap Alevi Üniversiteliler saflarında örgütlenin.
Seccel Seccel Ena 3aleve
Seccel Seccel Ena 3arabi!
Yaşasın Halkların Ortak Mücadelesi!
3aşet Mukawemet-el Şu3b!
Arap Alevi Üniversiteliler