Devrimci, sosyalist kurumlardan ve emek örgütlerinden açıklamalar: “Ne askeri ne sivil darbe”

KCK: “Darbe girişimi Türkiye’de demokrasi olmadığının kanıtıdır”
Darbe girişimine ilişkin açıklama yapan KCK, “Ortada demokrasi ve Kürt düşmanı mevcut siyasi sistemi kimin yöneteceği kavgası bulunmaktadır. Bu açıdan bu çatışmada demokrasi güçlerinin bir tarafın yanında yer alması söz konusu değildir” dedi.
‘AKP faşizmine karşı mücadele gevşetilmemeli’
Bu çerçevede demokrasi güçlerine düşen görev, yaşanan çatışmalardan sonra faşist AKP iktidarının karakteri ve uygulamalarının demokrasi adına örtülmesinin ve meşrulaştırılmasının önüne geçecek bir tutum ve mücadeleyle Türkiye’de demokratikleşmeyi sağlatacak bir demokrasi ittifakının yaratılması olmalıdır. Bu darbe girişimi AKP faşizmine karşı mücadeleyi gevşetmek bir yana, bu mücadeleyi yükselterek Türkiye’yi bu kaos ve çatışma ortamından çıkaracak demokratik bir Türkiye’yi yaratmak olmalıdır.”

Halkların Demokratik Partisi:
Demokratik siyaset tek çıkış yoludur
Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu ve kritik dönemde, gerekçesi ne olursa olsun hiç kimse kendini halkın iradesi yerine koymamalıdır.
HDP, her koşulda ve ilkesel olarak her tür darbeye karşıdır.
Türkiye’nin acilen çoğulcu ve özgürlükçü bir demokrasiye, iç ve dış barışa, evrensel demokratik değerlere ve sözleşmelere uyum ihtiyacı vardır. Demokratik siyasete sahip çıkmak dışında bir yol yoktur.
Selahattin Demirtaş – Figen Yüksekdağ
HDP Eş Genel Başkanları
16 Temmuz 2016

Birleşik Devrimci Parti:
Devrimci Parti 15 Temmuzu bir darbe girişimi olarak görmektedir. Bu darbe yürürlükte olan bir saray darbesinin tam ortasında cereyan etmiş ve AKP bu başarısız darbeden ülkeyi kaosa sürükleyerek OHAL ilanını sağlamıştır. Tüm demokrasi güçleri ve sosyalistler bu saldırı politikalarına olağanüstü hal politikalarına ve olası yeni darbe girişimlerine karşı omuz omuza gelmeli, yan yana yürümelidir. Sokaklardan çekilme politikasından derhal vazgeçilmeli, halkın yerleşim alanları bizzat halkla beraber güvenceye alınmalıdır. Devrimci Parti, AKP’nin varmak istediği yerin ve sokaktaki selefi çetelerin önündeki en büyük engelin başta Kürt Özgürlük Hareketi ve Türkiye İşçi Sınıfı olmak üzere demokrasi güçleri olduğu bilinciyle hareket edilmesi gerektiğini ve devletin dağıldığı hükümetin zayıfladığı bu ortamda demokrasi mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğini kamuoyuna açıklar.

Emekçi Hareket Partisi:
Gerçek demokrasiyi savunanlar, bu darbe benzeri onlarca daha ağır darbe politikasına imza atmış olan Erdoğan’ı bir an olsun aklından çıkarmamalıdır. En genel anlamda darbelere karşı olmak doğaldır fakat teokratik rejim yaratmak isteyen Erdoğan’ın gerçek tehlike olduğu bilinmelidir. Bu süreci kurgulamış olmasa bile birinci dereceden sorumlusudur. Gerçekten demokrasi, özgürlük ve laiklikten yana olanlar daha güçlü birliklerle, daha güçlü direnişlerle yeni bir mücadele sürecini önüne koymak zorundadır.

EMEP: “Ne darbe ne tek adam diktatörlüğü”
EMEP’in ilk andan itibaren darbeye karşı tavrı net oldu: Ne darbe, ne tek adam tek parti diktatörlüğü; çözüm demokratik haklara ve siyasal özgürlüklere sahip çıkmak, halk demokrasisi için mücadele etmektir.

Halkevleri: “Ne askeri ne sivil diktatörlüğe izin vereceğiz!”
Ne tanklarla sokakları işgal edip meclisi bombalayarak darbe girişiminde bulunanların ne de neoliberal-İslamcı bir diktatörlük kurmak uğruna ülkeyi bu noktaya sürükleyen AKP iktidarının Türkiye halklarının çıkarına dönük en küçük bir adım atma ihtimali vardır. Bu ülkenin onurlu insanları eşitlik, özgürlük, laiklik ve insanca yaşam talepleriyle yan yana gelmek, omuz omuza mücadele etmek mecburiyetindedir. Halkevleri olarak bu görev ve sorumlulukla hareket edeceğimizi tüm kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Ne askeri ne sivil diktatörlüğe izin vereceğiz! Özgür, demokratik, laik bir ülke için mücadele edeceğiz!”

Halk Cephesi: “Askeri darbelerinizle bu halkı teslim alamayacaksınız”
“Ne Askeri Darbe Ne AKP Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!
Amerikan uşağı AKP’yi de TSK’yı da istemiyoruz, yaşasın halkın iktidarı!
Akşam saatlerinden itibaren hükümete yönelik bir darbe yapıldığının haberleri verilmeye başlandı. Bu AKP’nin yönetememe krizinin bir sonucudur. Bugün it dalaşı gibi görünebilir ama yarın saldırılar halkı hedef alan, devrimcilere yönelik bir saldırı olacaktır. Askeri darbeleri sokağa çıkma yasaklarını ilk defa görmüyoruz. Olası bir saldırıya karşı herkesi tüm mahallelerde nöbet tutmaya, mahallelerimizi savunmaya çağırıyoruz. Askeri darbelerinizle bu halkı teslim alamayacaksınız. AKP iktidarda olduğu sürece halkın sorunlarına çözüm olmamıştır, halkı açlığa, yoksulluğa mahkum etmiştir, dün nasıl faşizmin yasalarına teslim olmadıysak bugün de olmayacağız ve direneceğiz. Bu topraklar bu vatan bizim Amerika ve işbirlikçilerini ülkemizden kovana kadar da bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
ASKERİ DARBE DEĞİL, TEK YOL DEVRİM!

ESP: “Sokağı askere ve Saray darbecilerine bırakmayalım”
“Darbe düzeneğini bozmanın ezilenlerden yana demokratik bir düzen kurmanın yolu birleşmek ve kendi kaderimizi ele almaktır. Darbecilerin sokağa çıkma yasağı da, Saray’ın sokağı kendi kirli siyasetlerinin bir aracı haline getirme, sahte demokrasi çığırtkanlığıyla sokağı teslim alma girişimi de gayrı meşru ve halk düşmanıdır. Sokaklar halkındır. Nasıl ki 7 Haziran’dan bu yana Saray-AKP darbesine direniyorsak bugün de askeri darbeye direnmeliyiz. Saraya ve darbecilere karşı direniş cephesinde birleşelim. Sokağı askere ve Saray darbecilerine bırakmayalım. Demokrasi özgürlük için direnelim.”

Haziran: “AKP’yi halk yıkacak!”
“Türkiye’nin ilerici, sosyalist güçlerinin ve emekçilerin darbecilerden ya da TSK’dan hiçbir beklentisi olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.
Ancak, halkımızı bekleyen asıl büyük tehlike, darbeci Erdoğan’ın Başkanlık için, Cumhuriyet’in tüm kazanımlarını yerle bir etmek için, emekçilerin tüm haklarını elinden almak için ve yeni darbeler örgütlemek için harekete geçmesidir.
Demokrasinin ve özgürlüğün ne anlama geldiğini AKP’den ve onun arkasındaki bilcümle sermaye güçlerinden, cami hoparlörlerinden öğrenecek değiliz.
AKP’nin faşist ve şeriatçı rejimini biz yeneceğiz.
AKP’yi halk yıkacak!”

DİSK: “Ülkemiz diktatörlerden diktatör seçmeye mahkum değildir”
“Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) olarak askeri darbe girişimini şiddetle protesto ediyoruz.
Darbelerden ve baskı rejimlerinden en büyük zararı görmüş, faaliyetleri durdurulmuş ve yöneticileri darbeciler tarafından idamla yargılanmış bir işçi örgütü olan DİSK, darbelerin demokrasi ve işçi haklarına verdiği zararların bilincinde olarak, kimden gelirse gelsin demokrasiye ve özgürlüklere kast eden her türlü askeri ve sivil darbeye ve diktaya karşıdır. Ülkemiz darbecilerden darbeci, diktatörlerden diktatör seçmeye mahkum değildir.
Emek, demokrasi ve barış güçlerinin birlikte mücadelesi dışında hiçbir yol Türkiye’yi içinde bulunduğu bu karanlık tablodan çıkaramaz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.”

TMMOB: “Ne darbe ne dikta, yaşasın bağımsız demokratik Türkiye”
Sömürü, baskı, zulüm düzeninin çeşitli savunucuları el birliğiyle ülkeyi mahvettiler. Bu durumdan çıkış yolu askeri darbeler değildir.
Şu an süren kavga bizim için verilen bir kavga değildir. Bizim mücadelemiz aynı zamanda bu kavganın tarafları iledir. Bizim mücadelemiz sömürü, baskı, zulüm, işsizlik, yoksulluk düzeniyle, bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik, demokrasi, emek ve barış düşmanlarıyladır.
Bu nedenle, ne AKP karanlığına teslim olacağız, ne de çözümü darbelerde arayacağız.
Askeri darbe girişiminin, camilerden okunan ve halk üzerinde daha ağır bir diktatörlüğe varacak olan cihat çağrılarına dönüşmesi ile yeni bir kaotik ortama giriyoruz.
Bu sürecin görünen sonucu, eğer mücadele etmezsek açık bir diktatörlük, açık bir faşizm ve başkanlık rejimi olacaktır.
Buna izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin halktan, emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçleriyle birlikte mücadeleye devam edeceğiz.
Örgütlü halkı hiçbir güç yenemez. Birbirimize güvenerek, bunu kanıtlayacağız.,
Bütün sömürücüleri, zalimleri, istismarcıları hayatımızdan kovacağız.
Kahrolsun Faşizm!
Ne Darbe, Ne Dikta, Yaşasın Bağımsız, Demokratik Türkiye!..
Emin Koramaz
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı

KESK: “Ne askeri darbe, ne sivil darbe! Çözüm: eşit-özgür-demokratik Türkiye!”
Dün gece Türkiye bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. KESK olarak her türden darbenin karşısındayız ve darbelere hayır diyoruz.
7 Hazirandan bu yana otoriter-totaliter, tekçi, mezhepçi, dayatmacı, toplumu kutuplaştırıcı bir siyaset ile başkanlık sistemini saray darbesiyle inşa etmeye çalışan AKP, bu süreçte torba yasalar, genelgelerle her türlü demokratik hakkın kullanımını ortadan kaldırmış, kuvvetler ayrılığı yerine kuvvetler birliği ikame edilmiş, anayasa tanınmayarak hukuk ortadan kaldırılmış, milletvekillerinin “dokunulmazlıkları” kaldırarak parlamento kendini işlevsizleştirmiş, seçilmiş belediye başkanları yerine kayyum atayarak halk iradesini hiçe saymak için adımlar atılmıştır.
İçte ve dışta uygulanan savaş politikaları ile ülke bir cehenneme çevrilerek, aylarca yaşam alanları kuşatılmış, ölüm kutsanmış, sonu kestirilemez bir yıkım ve tahribat ortamı yaratılmıştır. Sınırlar eleğe çevrilerek IŞİD vahşet örgütünün illerimizde cirit atmasının önü açılmış ve canlı bombalarla pek çok insanımızın yaşam hakkı elinden alınmıştır.
Bütün bu süreç ve iktidarı paylaşma kavgası bir askeri darbe girişimi ile sonuçlanmıştır. Türkiye emek ve demokrasi güçleri kırk katır mı kırk satır mı dayatması ile yüz yüze kalmıştır.
KESK olarak, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin yanı sıra demokrasi ve barış mücadelesi verdiğimiz için AKP ve sarayın hedef tahtasında olduk. Her türlü sindirme ve baskı politikalarıyla yüz yüze kaldık.
Ancak bu coğrafyada yaşayan diğer tüm muhalif dinamikler gibi tarihsel olarak KESK de darbelerden çok çekmiş bir mücadele geleneğinin temsilcisidir. Bu nedenle niteliği ne olursa olsun her türlü darbeye karşıdır.
KESK olarak, bize dayatılan ikileme razı olmayacağız. Ne darbelere teslim olacağız ne de bu girişime yaslanarak kirli iktidar planlarını hayata geçirmek isteyenlere, tehlikeli çağrılarla ülkeyi daha kaotik bir sürece sürüklemeye çalışanlara izin vermeyeceğiz. Üçüncü bir seçenek mevcuttur. Bu seçenek demokratikleşmenin yolunun açılması, hak ve özgürlüklerin kullanımının teminat altına alınması, içte ve dışta barışın tesis edilmesi için tüm emek ve demokrasi güçleri ile birlikte mücadeleyi büyütmektir. Eşit, özgür, demokratik ve barış içinde bir Türkiye için mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz.
Sivil ya da askeri darbeler çözüm değil!
Çözüm emek, barış ve demokrasi güçlerinin ellerinde, halkların ortak geleceğindedir!
KESK Yürütme Kurulu

TTB: “Demokrasiden Vazgeçilemez”
Türk Tabipleri Birliği olarak tüm darbeleri ve darbe girişimlerini kınıyor, lanetliyor, karşısında olduğumuzu bildiriyoruz. Her türlü anti-demokratik girişim, şiddet ve baskının karşısındayız ve her koşul altında demokrasiyi, özgürlükleri, barışı ve yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
Zor bir dönemden geçtiğimiz bu günlerde emek ve barış güçlerini bir arada durarak demokrasiye sahip çıkmaya, demokrasi mücadelesine destek vermeye davet ediyoruz.
Olaylarda yaşamlarını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi