Amerikalar Zirvesi’nde tarihi gündem

Cuma günü başlayan Zirve’nin ilk gününde, Papa Francis, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon ve Amerikalar Zirvesi Genel Sekreteri Jose Miguel Insulza konuşma yaptı. Insulza yaptığı konuşmada “Kolombiya Barışı için müzakereler”

ve “ABD ve Küba arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması”nı da içeren tarihi

bir dönemden geçmekten memnun olduğunu ifade etti. Insulza, anlaşmazlıkların bir daha asla şiddete başvurulmamasını umduğunu, diyalog dışındaki herhangi bir yolun artık kabul edilemeyeceğini ifade ederken “Farklılıkları çözmek için en iyi yol

diyalogdur. Biz kendimizi barışa adadık” ifadelerini kullandı. Her üç konuşmacı da din konusunda yükselen zorluklar, göç, enerji tedariği, yolsuzluk ve zorla kaybedilme konularında konuştu. Ban “Bölge itibarını barış alanı oluşturarak yeniden inşa ediyor” dedi.

Ban, açılış töreninde yaptığı konuşmasında ayrıca aralarındaki ilişkiyi yeniden inşa etme girişimleri için Obama ve Castro’yu tebrik ederken; Kolombiya hükümeti ve FARC arasındaki barış müzakerelerine ev sahipliği yaptığı için Küba’ya teşekkür etti. Amerikaların gelişimi açısından kadınların rolüne de vurgu yapan Ban, Amerikalar’ın dünyadaki en yüksek kadın politikacı sayısına sahip ülkeler olduğunu hatırlattı.

ABD ve Küba Yıllar Sonra

Görüşmelerin ilk gününde, en çok konuşulan ise, ABD Başkanı Obama ile Küba Başkanı Raul Castro’nın karşı karşıya gelerek tokalaşması oldu. Bu karşılaşma, Küba Devriminden sonra ABD ve Küba liderlerinin ilk defa konuşmak üzere bir araya gelmesi açısından önemli bulunuyor.

Toplantıdan kısa bir süre önce ABD Dışişleri Bakanlığı Küba’yı ‘teröre destek veren ülkeler’ listesinden çıkarmak için önemli adımlar atmıştı. Castro ve Obama’nın Cumartesi günü yapılması planlanan görüşmesi ise, iki ülke arasında 50 yıldan uzun bir süredir gerçekleşen ilk başkanlık düzeyindeki resmi temas olacak.

Öte yandan, Küba ile ABD arasında süren karşılıklı diyalog, ABD’nin Venezuela’ya karşı uyguladığı yaptırımlar ve Venezuela’yı ulusal bir tehdit ilan etmesi nedeniyle bir çıkmaza girdiği konuşuluyor. Zira Küba bizzat Obama tarafından imzalanan Venezuela’yı Ulusal Tehdit ilan eden Kanun Hükmündeki Kararname nedeniyle görüşmeleri askıya almıştı. Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Başkanı Nicolas Maduro’nın selamlama sırasında, Obama’nın kararnameyi geri çekmesi için başlatılan uluslararası imza kampanyasını simgeler biçimde bir kutu taşıması da dikkat çekti.

Bir yandan Küba ile görüşmelere devam etmek isteyen, bir yandan da Venezuela’yı ulusal

tehdit olarak ilan eden ve Bolivarcı Devrimi boğma hesapları yapan Obama’nın; Panama’da sivil toplum liderlerinin düzenledikleri forumda, ”Bu yarım kürede ABD’nin hiç hesap vermeden bölgenin içişlerine karışabildiğini varsaydığı günler artık geride kaldı” demesi de dikkat çekti.

Obama Kararnameyi Geri Çek

Maduro ise ikinci gün bir konuşma yaparak, ABD’nin bölgedeki politikalarını eleştirdi.

Obama’nın “Latin Amerika ile olan geçmiş ilişkilerimizin ötesine geçmek istiyoruz” sözlerine cevap veren Maduro, “Tarihimizle gurur duyuyoruz” diyerek, Bush döneminde Chavez’i dünyaya diktatör olarak tanıttıklarını da hatırlattı.

Bunların yanı sıra, Venezuela’yı ulusal bir tehdit olarak algılayan ABD’nin bu tutumu, Maduro’nun aklında olan ana konu olduğu belirtildi.

Maduro, Obama’nın Venezuela’yı ulusal tehdit olarak ilan ettiği kararnameyi geri çekmesi için dünya çapında 13 milyon imza toplandığını belirten Maduro “Yanımda 11 milyonun üzerinde imza getirdim. 30 milyon Venezuelalı adına, ‘Obama kararını geri çek’ demeye geldim” dedi. ABD’nin aldığı bu kararın akılsız ve orantısız olduğunu belirten Maduro, bu durumu “Venezuela’nın içişlerine müdahale etmek” olarak algıladıklarını ve bunun çok tehlikeli olabileceğini ekledi. Maduro, “Açıkça belirtmek isteriz ki biz Anti-ABD değiliz, biz Anti-Emperyalistiz. Libya ve Suriye’deki yıkıma karşı durduğumuz gibi biz Anti-Emperyalistiz” dedi.

Daha önce tarihi ve şimdiki sorunları görüşmek Obama ile iletişime geçmek istediğini belirten Maduro, “Aramızda var olan sorunları barış içinde ve birbirimizin içişlerine karışmadan çözmek için size elimi uzatıyorum Başkan Obama. Ben Thomas

Shannon’a Obama ile konuşmak için hazır olduğumu söyledim. Mesajlarıma tek bir cevap gelmedi.

ABD konsolosluğuna da mesaj gönderdim ama aradan 3 ay geçmesine rağmen oradan da tek cevap alamadım” dedi. Maduro görüşme taleplerini devam ettireceklerini ifade ederken, Obama’ya söylemek istediklerini şu şekilde ifade etti:

“Bir, Eğer bizim devrimimizi tanımıyorsanız, yenilmeye, hata yapmaya ve duvara toslamaya devam edeceksiniz” sözlerini de ekledi.
İki, diplomasi yoluyla bu kararname ve tehdit ortadan kaldırılacak Üç, ABD büyükelçiliği Venezuela’daki psikolojik savaş faaliyetlerine son verecek!

Dört, Florida üzerinden gelen komplolar yasal olarak alınan önlemlerle durdurulacak. New York’ta yaşayan biri bana suikast gerçekleştirileceğini belirtti. Bu yasal mı? Bunlara son verilmeli!”

Maduro konuşmasını “ABD yetkilileri ile bu söylediğim konular hakkında tartışmak istiyorum. Biz yeni bir çağın eşiğindeyiz. Bu bir değişim dönemi değil ancak dönemin değişikliğidir” şeklinde bitirdi. (11-12.04.2015)