Akademisyenlere özgürlük!

Mahkeme ayrıca Yeni Yüzyıl Üniversitesi eski öğretim üyesi Meral Camcı’nın gözaltına alınmasını talep etti, fakat yurtdışında olması nedeniyle Camcı gözaltına alınamadı.
Bunun yanında beşinci bir akademisyen Birleşik Krallık vatandaşı ve Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Chris Stephenson, tutuklu üç akademisyene mahkeme önünde destek olurken bir parlamento partisi olan HDP’nin Nevruz afişini taşıması nedeniyle gözaltına alındı. 1991’den beridir Türkiye’de ikamet eden Chris Stephenson’ın davası, 16 Mart 2016’de sınır dışı edilme istemiyle Göçmen Bürosu’na götürüldü. Stephenson, büronun kendisine Türkiye’ye geri dönmesine yönelik bir engel kalmadığını açıklamasına kadar ülke dışına çıkmak zorunda kaldı.
Esra Mungan, tutuklanmasının ardından üniversitesinde düzenlenen foruma şu mesajı gönderdi:
“Tüm yıldırmalara ve baskılara rağmen barış arzulayan bizler sözümüzün arkasında durmaya devam ediyoruz. Bizler ve barış etrafında kenetlenmiş herkes ve hepimiz insan haklarına saygılı, kendi hukukuna ve ülkesinin uymakla yükümlü olduğu evrensel hukuk ilkelerine bağlı, tam demokratik, bağımsız, eşitlikten ve özgürlükten yana, kimsenin kimseyi ezmediği, çeşitlilik içinde birlikte bir yaşamın olduğu bir Türkiye için mücadelemiz yılmadan devam edecektir. Hepinizi kucaklıyorum.”
20 Mart’ta tutuklanan akademisyenler için yazılan, 62 ülkeden 1406 imzalı destek mektubunda; uluslararası topluluklara Türkiye Hükümeti’ne akademisyenlerin serbest bırakılması için çağrı yapmalarını talebi yer aldı.
Mektupla “uluslararası topluluklardan ve seçilmiş temsilcilerden, Türkiye Hükümeti’ne Barış için Akademisyenler hakkında başlatılmış olan bu cadı avına son verilmesi, tutuklu akademisyenlerin serbest bırakılması, akademik özgürlüklere saygı duyulması, görevden uzaklaştırılan ya da işten çıkarılan akademisyenlere görevlerinin geri verilmesi yönünde çağrı yapmalarını talep ediyoruz” dediler.
İmzacılar arasında Gilbert Achcar, Michael Ash, Etienne Balibar, Korkut Boratav, Martin van Bruinessen, Victoria Chick, Noam Chomsky, James Crotty, Gerald Epstein gibi isimler var.
Mektuptan bir bölüm:
1406 imzalı metinde “Türkiye hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefeti şiddetli ve yasal olmayan bir biçimde baskı altında tutmaya devam ediyor” denildi. Akademisyenlere dönük özgürlük çağrılarını dikkate alınmadığı belirtildi.
“10 Ocak 11’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir barış çağrısını imzaladıkları için 1128 akademisyeni hainlikle suçladı. Çağrıda, imzacılar Kürtler’e yapılan katliamın ve Türkiye hükûmetinin kendi yasalarına ve uluslararası antlaşmaları ihlal etmesinin bir parçası olmayacaklarını belirtmişlerdi. Erdoğan’ın konuşmasını takiben, bildiriyi imzalayan yüzlerce akademisyen idari ve adli soruşturmalara, gözaltılara ve görevden uzaklaştırmalara konu oldu.
Devam eden cadı avına bir cevap olarak, akademik özgürlükleri destekleyen ve Barış için Akademisyenler üzerindeki soruşturmaların sona ermesini talep eden bir mektup imzaladık. Bu mektup, Avrupa ülkelerindeki ve Avrupa Parlamentosu’ndaki milletvekillerine gönderilmiş ve basında yer bulmuştu.
Lakin Türkiye hükümeti akademisyenlere özgürlük çağrısını ciddiye almadı ve akademisyenlere yönelik cadı avını arttırdı.” …
Destek eylemleri:
18 Mart günü Devrimci Gençlik Federasyonu üyeleri, “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için tutuklanan 3 akademisyenin tutuklanmasını protesto etmek için Metris Cezaevi önünde oturma eylemi yaptı. Eylemde, “Kahrolsun faşizm” sloganları atıldı.
Eylemde, marş okunduğu sırada eyleme polis saldırdı, 7 kişinin gözaltına alındı. Polis Goracci İtalyan televizyonunda çalışan bir gazeteciyi de darp ederek gözaltına aldı.
Yine aynı gün Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma Ağı (TÖDA), “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attıkları için tutuklanan akademisyenler ve tutuklu öğrencilerle dayanışmak amacıyla Metris Cezaevi önünde açıklama yaptı.
“Hocalarımıza, avukatlarımıza, arkadaşlarımıza özgürlük” pankartını açan öğrenciler, “Chris Stephenson yalnız değildir”, “Hocalarımıza özgürlük” dövizlerini taşıyarak, “İçerde, dışarıda hücreleri parçala”, “Zindanlar yıkılsın tutsaklar çıksın” sloganlarını attı. Eyleme, bildiriye imza atan akademisyenlerin yanı sıra tutuklu akademisyen Muzaffer Kaya’nın babası Müslüm Kaya da destek verdi.
Açıklamanın ardından yapılması planlanan ikinci açık hava ders etkinliğine polis engel oldu. Eylem atılan sloganlarla son buldu.
Direnisteyiz.Org, Evrensel, DİHA